His vapurunda martılara yoksungiller simitinden atıyorum; istemiyor hiçbiri. Yoksunluğun ayazı sana dair vurmuşken kalp penceresine; martının yediği hasret tokluklarından cayış bileti olmaz mı denizi? Şimdi dalıyor denizin dibine; yakalanmış ızdırap şişesinden bulup çıkarıyor efkârı umumi kafaya dikiyor kabullenişleriyle hissizliklerimi…
Uyurum uyanırım elvedalara; eksik paydoslarından uysal bir yutkunuşum olur ve rüyaların haricinde tersi günler geçiren bir yoksungiller yosunu takılır cüzdanımın ağına; sana servet döken gidişlere kumar oynar geri getiririm ağzımın içine bakan martının deniz kokan hasreti hususiyetini…
Dilara AKSOY