Defalarca aynı sabaha uyanışımı izledim ben, o sabahların sabah olmadığını öğrendim. Gündüzlerin gelmeyişini okudum. Ağlamanın bedensel olmadığını hissettim. Ve siz ağladığım gecelerde, sonucunda uyandığım sabahlarda yoktunuz. Güvendiğim her dağın karları eridi, suları altında boğuldum. Hiçbir zaman her şeyin güzel olacağına, mutluluğa inanmadım kendi adıma. Ama mutsuzluğumun nedeni sizler değildiniz, ben hiçbir zaman bundan sizi sorumlu tutmadım. Ve fakat mutluluğu hak eden sizlersiniz, mutlu olamazsanız bundan kendimi sorumlu tutarım.
Acıyla kıvranan ruhumla uzaklaştım insanlardan defalarca. Hiç yorulmadım sanarken yorgunlukmuşum meğer ben. Bunlardan sorumlu tutamam kimseyi, yazık olur. Sadece bazen sevildiğimi hissetseydim benim de bir şansım olurdu, biliyorum, işte bu düşüncelerle boğuluyorum. Ve tüm bunlar beni bedensizliğe itti belki; ruhuma bir beden arayarak, kendimi arayarak. Her şeyin ötesinde vardığım yerse her zaman olduğum yerdi ve aslında yersizlik.