Tatlı bir esinti önce. Güneş batmadan gökyüzünün turuncuya boyandığı zaman. Deniz durulmuş, sokakta oynayan çocuklar yemek yemeye gitmişlerdi evlerine. Ortalık sakin, ama içimde yine de huzurun yanında yanlış giden bir şeyler var. Daha önce alışık olmadığım bir şeyler hissediyorum. Sol tarafımdan başlayıp bütün vücuduma dağılıyor yavaş yavaş. Garip bir şey bu. Daha sonra karanlık boyuyor gökyüzünü. Her birinin hikayesi farklı olan yıldızlar çıkıyor ortaya. Kimsenin duymadığı bir müzik çalmaya başlıyor arka fonda. Içimdeki huzur artıyor müzikle beraber, ama tarifsiz bir şey var hala ortada. Hayallerimi hatırlatıyor yıldızlar. Uzak, parlak ve imkansız. Seviyorum fakat bu halimi. Yaşadığımı hissettiriyor umut etmek bana. İçimdeki his git gide büyüyor umut ettikçe. İzin vermiyorum çıkmasına, zarar verecek bana, hissediyorum. Sigaranın dumanı zaman zaman gözlerimi yakıyor. Herhalde hayat, dönüp dolaşıp buluyor bir şekilde insanın canını yakmanın yolunu. Aldırış etmiyorum. Hayatı düşünüyorum. Eskiden ait olduğum yerleri özlüyorum. Basit hayatları, sevgileri. Sevdiklerimi düşünüyorum. Özlüyorum anılarımı. Daha çok sonu gelmeyen gecelerde. Beni sevenleri düşünüyorum. Hatta bazen neden sevdiklerini düşünmekten alı koyamıyorum. Bu his öncekilere hiç benzemiyor. Korkuyorum. Kafamı dağıtmaya çalışıyorum. Yoldan geçenleri izliyorum. Yalnız delileri ve el ele tutuşan çiftleri. Deli olmak istiyorum. Belki böylece bu histen kurtulabilirim. En son izlediğim film geldi aklıma. Klişe biten bir aşk filmi. Kırmak istiyorum bunları. İnsanlara mutsuzluktan söz etmek istiyorum. Yalnızlıklardan, açlıktan ve zorluklardan. Sonra vazgeçiyorum. Ben hep böyle yapıyorum zaten. Bir hevesle girdiğim işleri hep yarım bırakıyorum. Hep yarım kalıyorum. Mutsuzluğu düşündükçe sesli konuştuğumu farkettim. Ne de doluymuş içim bu konuda. Daha çok bahsetmek istiyorum. Yaramın üstüne, kanayacağını bile bile, basmak istiyorum. Söz edemiyorum. Ne zaman bu konuyu açsam içimdeki hissi durduramıyorum. Mutsuzluktan bahsedince nüksediyor baskısı. Yarını düşünüyorum. Uyumam ve normal insanlar gibi hayatıma devam etmem lazım. İstemiyorum. Kalıplara sığmayı reddediyorum fakat onu bile başaramıyorum. Boşver diyorum, belki yarın daha güzel olur.