O bana hiç nasılsın demedi.
Nasıl olduğumu sormasına gerek yoktu çünkü, gözlerimden ruh halimi anlayabiliyordu…
Hüzünlüysem o gün, tüm enerjisiyle bir hikaye oluştururdu aklında, başrollerde biz başlardık oynamaya. Hiç hayır demezdim ben de, bilirdim bana iyi gelecek en güzel şeyi düşünmüştü yine.
Saçmalardık saatlerce. Yolda dans ederdik, ıslanırdık yağmurda şikayet ede ede. Kavgaya tutuşurduk sonra, ”yine yağmur ve yine oturduğumuz yerde su çıkmış gibi çıkarttın dışarı, hasta olacağım!” derdim, o da ”sus ve romantik olmaya çalış” derdi ve der demez başlardık gülmeye…Dışarıdan görenler ‘deli’ derdi bize,evet.Aldırır mıydık derseniz, tabii ki hayır.
Öylece akıp giderdi zaman…Gün bitince hüznümden eser olmazdı, tek hissettiğim acı yanaklarımdaki fazla gülmekten olan kas ağrıları olurdu.
Deli doluyduk, güzeldik, çok sevdik, çok eğlendik.
Ve biz yer zaman farketmeksizin saçmaladık.
Bilirdik,dünya güzeldi ve kısaydı. Aldırmadık, yaşadık.