Sermaye sahibi olmak büyük bir şanstır.Ama ticaret kafasına sahip değilsen,sahip olduğun sermayenin bir anlamı yoktur.Yatırım yapacağın sektörü ve kurduğun kurumdaki yöneticini iyi seçmen gerekir.
Eminim ki sermaye sahibiysen kafanın içinde,kuracağın işin hangi sektörde yatırım yapacağına dair birkaç alterbatif vardır;en azından tek çocuğun,pardon yatırım yapabileceğin sadece bir iş kolu yoksa.Yatırım yapmak,saha çalışması,maliyet belirleme,fizibilite ve yatırım yapmayı düşündüğün sektörün,piyasa girdikten sonra nasıl bir yol izlediği,o an ki durumu ve sana gelecek hakkında ne tarz umutlar aşıladığına bağlıdır,eğer ki ticaret kafasına sahipsen elbette bunları gözetirsin.Hatta gözetmek zorundasın kazanmak için,çünkü kazanmanın yolu,gelecek hakkında umut veren ve de kafanın içinde kesin kazanırım dediğin sektöre yatırım yapmaktır.Merak etme,ileride bu yatırımla kazandığın güçle kafanın içinde yatırım yapmayı hayal ettiğin hangi çocuğunsa,pardon hangi sektörse ona yatırım yapılabilinirdi ya da yapılır..Ekonomi de diğer bilimler gibi zor bir daldır,zaten onu bilim yapan da bu zorluğudur,bütün büyük holding,grup vs kurumların tarihçelerine bakın,ilk yatırımları hep garanti sektörlere olmuştur.Hiçbiri,ilk adımını ideali doğrultusunda değil,garanti gördüğü sektörde atmıştır.
Bunu,sana şimdi bir başka örnekle açıklıyorum.Çocukluğumdan bu yana çok sevdiğim ve bolca filmlerini izlediğim bir aktör var,rahmetli Yılmaz Güney.İlk filmleri hep dönem itibariyle ticari kaygı gözetilerek çekilmiş,tamamiyle para kazanıp,kitle toplayıp daha sonra kafasındaki ideali olan siyasi ve sosyal içerikli filmler yapmak olmuştur.
İşte;çocuk büyütmekte,pardon ticaret yapmak da böyle birşeydir.
Bu yol haritasıyla yola çıkmamışsan büyük ihtimalle,sermayeni batırmış,şirketini iflas ettirmiş olursun,yani ideallerin seni bitirmiş olur..