İki gün evvel ülkemiz sınırları dışında gelişmesine rağmen bu toprakları ve bu topraklar içinde yaşayan bizleri son derece yakından ilgilendiren iki farklı haber ajanslara düştü.Haberlerden ilki kıbrıs’ta yaşayan yetmişbeş (75) yaşındaki ertuğrul palaz adlı yurttaşımızın bir inşaat şantiyesinde çalışırken ölmesi idi.Bu haber bizlere bir kez daha sistemin ne kadar çürümüş ve ne kadar köhne olduğunu kanıtlamış oldu.Topraklarımız her ne kadar bereketli olsa bile bir o kadar kanlıdır.Genç işçi,çocuk işçi,cinsiyet ve yaşa bakmadan onca katliam ve gözyaşı mevcuttur.Bu haberdeki işçi cinayeti diğerlerinden biraz daha farklıdır ve daha acıdır,insan yaşamının bu kadar hiçsizleştiği bir düzende tam yetmişbeş yaşında evinde oturup torununu sevecek bir amcanın inşaatta çalışmak zorunda kalması ve yetmezmiş gibi ölmesi son derece vahimdir.Bu çok vahim düzeni bir örnekle sağlamlaştırmak gerekirse cizre’de ekmek almak için sokağa çıkan ve başından vurulan amca ile yetmişbeş yaşında inşatta düşerek ölen amcanın katili bellidir ve aynı düzendir.İkirciksiz bir şekilde vicdanı olan herkes bu berbat,feci insanlık dışı namussuzca vahşeti sesini çıkarmalı ve kınamalıdır…
Diğer ajanslara düşen haber ise bu ülkenin c.başkanın eşi olan emine erdoğanın belçika’da lüks bir mağazayı kapattırıp alışveriş yapması idi.Bir tarafta bir amcanın yaşaması için çalışmak zorunda kaldığı bir hayat ve sonunda yetmişyaşında ölmesiyle sonuçlanan yaşamı diğer yandan zevkin ve görkemin doruklarda olduğu bir diğer hayat.Ülkenin ve bölgenin ateşler içinde olduğu şu dönemde kendi lükslerinden kaçmayan bu insanlar gün geldiğinde ne yapacakları aşikardır.Bu haberlerde diğer bir ayrıntı ise ülkenin emekçi sınıfıyla ilgilenen kesimi sosyalist sol siyaset emine erdoğan’ın haberine daha çok önem verip daha fazla siyaset işledi ve ertuğrul palaz’ın ölümünü neredeyse görmedi veya göremedi bile.Doğru mu yanlış mı kararını ben veremem ama güncel siyasetin getirisine bakarken tarihsel görevlerimizden vazgeçmemiz veya unutmamız söz konusu olmamalı.Emekçi sınıflara,ezilen halklara ve sömürüye uğrayan yurttaşlarımıza bu köhne düzenin sahiplerinin mağaza kapatan asalaklar olduğunu ısrarla anlatmak gerektiğini bilmemiz lazım.Anlatmalıyız ki,Yetmişbeş yaşında amcayı öldüren bu düzen değişmesi için,biz dediğimiz için değil değişme vakti gelip geçtiği için değişmeli.
Bu düzen nasıl değişecek,nasıl değiştireceksiniz diye soranlar olacaktır mesela inşaat zincirleri sahibi olan ağaoğulları,paşaoğulları kısaca düzenin oğulları çıkabilir keza tarihte de çıkmıştır örneğin çarlık yanlısı general Zalweski’nin dediği gibi ‘Bir hamalın ya da bekçinin başyargıç,bir hastane hizmetlisinin hastane yöneticisi,bir berberin makam sahibi,bir onbaşının baş komutan,bir gündelikçinin belediye başkanı,bir çilingirin fabrika müdürü olacağına kim inanır’diyenler olabilir.Biz buna kim inanır sorusuna cevap olarak sizin yaşına başına bakmadan öldürdüğünüz halk diye yanıt vereceğiz.Siz otuzbeş günlük bebekten yetmişbeş yaşında amcayı öldürürken nasıl acımadı iseniz,halkta sizin eskimiş düzeninize acımayacaktır.Sanata düşman,işçiye düşman,kadına düşman en önemlisi insanlığa düşman bu düzenin asalak sahiplerine halkın yanıtı sert olacaktır!
Kısa bir not:Mağaza kapatan hanımefendi kocanız gayet iyi bilir bu kapatmalı işleri,zamanında soma’da bir marketi kapatmıştı zamanı yakındır bu halk size tekrar hatırlatacaktır elbet!