Sonsuz kere başbaşayız seninle
adını sen koy söyle kaç hece?
iki kere iki sevgilim
dört etmiyor bu gece
attığın düğümleri
kimse çözemeyecek böylece
Ben yine de seni
yok pahasına
ilmek ilmek işledim sessizliğe
Hani o kaneviçenin
kirlenmemiş beyazına vurulan iğneyle
bir bir batırdım seni kendime
çığlık çığlığa okudum
renklerini, biçimini dokudum
Arkama sakladım
tüm kusurları
fazlalıkları belki de eksikleri
dönüp de ardıma bakmadım
pişman da olmadım hani
sevmek bir bakıma
kusur kapatma sanatıdır sevgilim
astım seni bir beton çivisiyle
titreyen soğuk kireç duvarıma
ekseriyetle bakıştığım
el emeği bir nakıştın
yalnız bırakmadın beni bu odada
notalar çekiçle
vurdu üzengime
bir şarkıydın sen
avaz avaz söyledim
duymadın..
Berrak bir nehir gibiydim aktım yatağımda
içimde çakıl taşları
içimde yosunlar, balıklar
içimde karabataklar
döküldüm de denizlere
yüzmedin..