Yaşamak gibiydi seni sevmek; Sonunu bile bile yaşamak. Ölüm kadar gerçek aslında her şey
Yaşarken bugünü belirsiz içinde bir gün öleceğini bilerek hem de hayatta tereddüt etmeden inandığın tek gerçekken ölüm inadına yaşamaya çalışmak.
Bile bile hiçbir zaman beni sevmeyeceğini yıllara inat insanlara inat seni sevmek.
Ölüm kadar gerçekti beni hiçbir zaman sevmeyecektin ve ölüm kadar acı ve korkutucuydu.
Şimdi burada olsan mesela sana gitme derdim kesin,
Kendinden emin adımların hep gider ben ardından bakar –
Gitme derdim dudağıma dünyadaki en samimiyetsiz gülüş sesim çatallı –sanki saatlerce haykırmışcasına içimdeki acıyı.
Gitmesen derim- ben bile inanmam ya kalacağına hafif esprili gitmesen çıkar ağzımdan.
Sonra inadına gözlerine bakarım korkmadan silahın karşısındaki kahramanlar gibi, öldürülmekten korkmayan tetikteki hayatlar gibi bakardım gözlerine.
O buz gibi bakışlar benim ölümümdür, ama korkmam işte İnsan her gün ölürken yalnızken, gücünü toplayıp düşünmüyor değil ama kolay değil işte.
Kelimeler kolayca dökülür ölümün kucağından ama bilinmezlik korkusu bağlar hayata.
Belki de gözlerinden korkmamamın sebebi budur. Bilirim o gözler bana hep dileklerimin tersini söyler.
Sırlı bir ayna olursun karşımda ben sağ elimi kaldırsam sol elinle tutmaya çalışırsın hayallerimi.
Kaybolur gidersin sonra,
“-Gitme “derim sana,
“-Gitmem gerek” dersin.
Oysa neye gerek kime gerek gitmen kalmalısın hep yanımda.
Bilirim hep içinden gitmek gelir benden uzaklara.
İçimdeki girdap seni de alır içine korkarsın karşı çıkarsın güçsüzlüğüm seni de kızdırır.
Hep merak ederim ben anlatırken sana uçsuz bucaksız aşkımı egon dolarken bu aşkla bide zavallı bir gülümseyişten başka ne düşünürsün aklında.
Senle geçen en kötü günüm sensiz geçen en iyi günlerimden daha güzeldi.
Her günüm aynı geçiyordu, bu aşkın acısını geçirecek yeni bir acıyı bekliyordum.
Seni kendime aşık etmeye çalışırken bunca aşkı tek başına büyütebilen kendime aşık olmuştum.
Daha da ağırlaşmıştı yüküm, beni sevmemen kendimden nefret ederken daha kolaydı.
Gözlerin yıllar geçtikçe daha da küçüldü hatırımda ve seni anımsayabilmek için daha uzun baktım hep resimlerine.
Annesinden babasından kırdığı vazoyu saklayan çocuk gibi saklamıştım senden kırdığın kalbimi
Sen bilsen o kalbi kırdığını giderdin. Toplamazdın bile, kırdıklarının üstüne basar yine giderdin.
Senden öte hayat yoktur diye düşünmüştüm. Ama senden öte tam 15 yıldır çırpındığım bir yaşam var,savaş sonrasını andıran bir hayat.
Giderken bir gün geri döneceğini sen de bilirsin, sana her defasında bir daha hiç göremeyecekmiş gibi sarılmama ondan kızarsın.
Sana binlerce hikaye anlattım bugüne kadar fakat söylemeyi unuttum.
Ölüm kadar gerçek sevgisizliğinin üzerinde bir illüzyon dolanıyor.
Kusura bakma ama umut bizim hikayemize çok yakışıyor.
Kibrinin gölgesinde, dünyaya kollarını açarak kaçtığın bu büyük aşk seni bulacak.
Senin de beni anladığın o gün, gittiğin bütün uzaklar bana çıkacak.