Doruk, Söylemezde göreve başlayalı neredeyse ikici ayı da bitti! Şark hizmetti diye geldiği yerde asayiş, çok kötü ya da çok hareketli değil. İlk önceki görev yeriyle, Söylemez arasında; sadece gece yol emniyet devriyesi hizmeti farkı var.
Bu mani zabıta hizmeti, Erzurum – Muş karayolu üzerinde, sadece Söylemez J.Takım Komutanlığı sorumluluk alanında; gasp ve soygunu önleme adına gece motorlu olarak yapılan bir hizmet.
Muş istikametinde, Tekman ilçesine bağlı Hacıömer J.Karakolu, Erzurum istikametinde ise Köprüköy J.Takım komutanlığı sınırları uç bölgesi…
Yaz günü Aras Nehri yatağına, paralel uzanan şosede yapılan, motorize devriye hizmeti, deniz kıyısına, gezintiye çıkmış gibi duygu içinde keyifle geçiyor..
Mehtaplı havalarda, aracı park edip Aras nehrini yakından izlemek, su sesini dinlemek; nehir içindeki sazanları seyretmek, inanılmaz güzel…
Doruk, gece yol emniyet devriyesinden geldiği için sabah mesaisine geç inmişti!
Saat 1100 sularıydı.
Bina giriş kapısı önünde bir vatandaşın beklediğini gördü.
Bu sırada Tk. K. Yardımcısı Uzman J. Çvş. Remzi odasından çıktı, komutanım, Eyüpler köyünde, bir intihar vakası var.
Ben şahsın ihbarını aldım.
İfade şimdi bitti.
Size haber verecektim. Diye, ilk adli vakayı, kısaca özetledi.
Doruk odasına girmeden önce, yardımcısı Remzi’ye yanına yeterli Asker al olay yerine intikal et. Otopsi için heyet gelene kadar gerekli tedbiri al diye emir verdi..
Sonra kapıda bekleyen şahsı içeri aldı bir kerede kendi olup biteni dinledi. İntihar eden genç bir kadınmış!
Ağıl tavanına ip bağlayarak kendini asmış!
Maktulün cesedine dokunmamışlar vs.
Doruk, kapı komşusu PTT memuru Reis Beyden, Karayazı Jandarma Bölük Komutanlığını istedi.
Telefon beklerken, intihar vakası ihbar tutanağını da inceledi ve Bölük Komutanlığına verilecek sözlü raporun ön bilgilerini not etti.
Telefon irtibatı sağlandıktan sonra, İlçe J.Bölük Komutanı J. Ütgm. Subaşı’na; şifahen intihar olayını kısaca özetledi.
Olay yerinde gerekli tedbiri almak için devriye gönderdiğini, Savcı ve Hükümet tabibi geldiğinde kendinin de olay yerinde olacağını ifade etti.
İlçe C.Savcısı ve Hükümet tabibinin intikali de çok uzun sürmedi. Öğleden sonra saat 1430 gibi söylemezdeydiler.
Otopsi heyetine, Doruk’ta katıldı.
Köye birlikte intikal ettiler.
J. Devriyesi olay yerinde gerekli tedbiri almış, maktulün yakınlarını olay mahallinden uzaklaştırmıştı.
İntihar olayının gerçekleştiği ağıl tavanı çok yüksek değildi.
Maktul hala boğazındaki iple duruyor ayakları yere değiyordu.
Doruğun ilk dikkat ettiği şey bu mesafeden intihar edilip edilmeyeceği şüphe ve kuşkusu aklına takıldı.
Kuşkularını otopsi sonuna kadar kimseyle paylaşmadı.
Otopsiyi, maktulü, zabıta gözüyle, dikkat ve kuşkuyla yakından izledi.
Hayatına son veren gencecik bir gelindi. Yöre halkının aksine beyaz tenli, kumral saçlı, bakımlı birine bezmiyordu. Vücudunda, darp ve cebir gibi, şiddet izi, morarma kararma yoktu.
Otopsi de çok uzun sürmedi.
C. Savcısının ve Hükümet tabibinin tıbbi tanımlaması, asılma suretiyle intihar olayı olarak adli kayıtlara düştü.
Doruk, otopsi sonuç raporu yazılınca, dayanamayıp Hükümet tabibine, kaygılarını öne çıkartıp sordu. Dr Bey!
İntihar yeri maktulün boyundan yüksek değil. İpi boynuna takıp ayağını yerden kesecek mesafe de yok. Maktul, canı yanınca ayağa kalkıp kendini kurtaramaz mı diye düşünce ve kuşkularını anlattı ve sordu.
Doktorun açıklaması, çok çarpıcıydı.
İntihar etmek için yerin çok yüksek olması gerekmez.
İnsan oturduğu yerden de boynuna ipi geçirip kendini bırakarak intihar edebilir. Ve Tıbbi terimlerle ölümün gerçekle biçimini, “ani olarak boyunun kompresyonu sonucu solunum yolu tıkanmasına bağlı boğulma, ya da boyun diskinin kırılmasıyla gerçekleştiğini açıkladı.
Doruk bu olay sayesinde, yaşayarak görerek, yeni bir şey daha öğrenmişti. C. Savcısı, cesedi yakınlarına teslim etti.
Defin için herhangi bir engel kalmamıştı.
Devriye toparlandı, aileye baş sağlığı dilendi ve hiçbir şey olmamış gibi evli evine köylü köyüne döndü.
Kelebek uçmuştu, ya geride kalanların acısı üzüntüsü(?)..
…/…