Biz kadınlar olarak; devraldığımız mücadelemiz ve yürüyeceğimiz yol, yüz yıllar önce alanlarda, cephelerde ve zindanlarda direnen, Devrimci, Yurtsever ve Sosyalist kadınlar tarafından çizilmiştir. Bu yüzden ölüm nerde nasıl gelirse gelsin fırlatıp atarız düşmanın yüzüne, ve hınçla bileriz bilincimizi, çeliktendir irademiz yenilmezdir ve halkların üstüne bir güneş gibi doğarız. Sevdamız yazılmış dağlara ve ertelenmiş güzellikleri işleriz yeni güne.
Bizler diyoruz ki dünyayı değiştirecekte, dönüştürecekte olan kadınlardı. Kadınlar olmadan gerçektende devrim olmaz, değişim, dönüşüm olmaz, savaşlar durmaz. Her savaşın barışa dönüşme evresinde kadınların rolü, mücadelesi çok büyük ve anlamlıdır. Kadınlar olmadan mücadele; kör olur, sağır olur, dilsiz olur ve yaşamın/mücadelenin tüm renkleri solar. Kadınsız adım atamayız. Soluk alamayız.
Çünkü bizler;
Kadınız, anayız, doğurganlığımız var…
Onlarca, yüzlerce, binlerce ananın
Umudunun, coşkunsunun, mücadelesinin
birer temsilliyeti vardır HDP kadınında…
İşte bundandır ki;
Kadın deyince dünyanın yarısı derler
Evet biz kadınlar, dünyanın yarısıyız.
Güneşiyiz kar boran günlerde yaşamı ısıtan,
Ay’ız pusu kurmuş geceyi aydınlatan,
Yağmuruyuz kurak topraklara can veren,
Ve yine
Bizler diyoruz ki,
Biz kadınlar;
Kendi dilimizle,
Kendi rengimizle,
Kendi kimliğimizle,
Bizi temsil edecek kadınlarımız mecliste olsun
Hani hep söyleriz yaa “Jin Jiyan Azadi” evet “Kadın Yaşam Özgürlük” aslında yaşama kadının duruşunun ne kadar anlam kattığını bu üç kelime özetliyor ve Rojava’daki Kadın devrimiyle dünya tarihine adını yazdırıyor. İşte bu mücadele ruhuyla önümüzdeki 1 Kasım seçimine, durmadan, yorulmadan, usanmadan taşıyalım bu ruhu ve mücadeleyi. 2 Kasım sabahında tüm halkların ortak mücadelesinin güneşiyle yeni günü, yeni yaşamı ve yüreğimizi ısıtalım.
Ve yine bizler
Aleviler, Ermeniler, Sünniler, Kürtler, Türkler, Lazlar, Süryaniler, Çerkezler…
bir bütün olarak Türkiye de yaşayan tüm halklar, yan yana omuz omuza vererek bugünlere geldiğimiz halklarımız.
Biliyoruz ki;
Tarihte hep katliamlar, yok saymalar ve ötekileştirmelerle dolu. Bizler yaşayan Halklar olarak 7 Haziran seçimlerinde gördük ki tüm renkleriyle HDP, Başta Kürdistan ve Avrupa olmak üzere Türkiye’yi ortak mücadelesiyle fethetti.
Bu renkler; birlikte yaşamanın, demokrasinin, özgürlüğün ve barışa duyulan özlemin renkleriydi.
Bu özlemle ve yaşadığımız coğrafyadaki kirli savaş politikaları ve halklarımızın önüne kurulan barajları hep birlikte bir kez daha yıkarak, Barışın köprüsünü örelim.
Nergiz OYMAK
09.10.2015