Kafasını çıkardı T34’ten
elindeki vodkasını itinayla yükseltti bulutlara
ve nazdrovya dedi hocam düzeltirken vatkasını..
Şiirler kovalıyordu hocam eski fotoğraf çerçevelerinde,
dinlediği kitaplara, okuduğu filmlere, hayrandı hürriyetine..
Bu alışılmışlıklar hiç tekin değildi onun dünyasında,
Yıllar önce ölmüş biriydi o ve sokak yapımı özgürlüğü.
Anlatırdı bana tanrıları ve beni ki o tanıdığım en kalender deli…
Hoş gelirdi kamuflaj kuşanan kadınlar
“HAYAT” savaştaki tanklar kadar aşikar..
Güzel geliyor yaşayan birinin aklına geliyor olmak..
Patavatsız kaldırım taşları biliyordu yalnızlığımı,
fiyakalı tanklar, şiirler ve gökyüzü benimdir yalnız değilim..
Duruyordu evinde ve dedi “avizeler ve tavanlar sana gülümser”.
Sıkınca dişlerimi, yeniyordum hayaletleri…
(Aklın çılgınlığı tanrı benzerliğiydi ve şüphe günahtı.)