İnsan kalbi iki kişiyi aynı anda sevebilir mi? Kaç aşk sığar ki bir kalbe?
Huzur bulduğun mudur asıl âşık olduğun yoksa onu görünce heyecanlandığın mıdır? Sahi neydi aşk; koşulsuz sonsuz sevgi mi yoksa kalbinin hızlıca atmasına sebep olan tutku mu? Tüm bu sorular arasında sıkışıp kaldım. Korkuyorum kendimden artık. Kalbimin dengesizliğinden, birilerine ihanet etmekten korkuyorum. Olmayan duygularım yüzünden kendime de bir başkasına da haksızlık etmekten korkuyorum. Biliyorum çok emek verdim bu huzurlu sevgiyi elde etmek için ama ya heyecan? Heyecan bitince aşk da biter mi? Görünce heyecanlanmadığın, ellerinin terlemediği ama yanında huzur bulduğun aşina olduğun bir adam… Bir yanda da sana bakınca karnına yumruk yemiş gibi olduğun, keşke yanında biraz daha kalsam, biraz daha muhabbet etsek diye heyecanlandığın ama hiç tanımadığın bir adam…
Çok kızıyorum kendime böylesine pervasız duygulara kapıldığım için. Ama elimde değil yapamıyorum işte heyecanlanıyorum onu görünce, yanımdan geçip gidince üzülüyorum. Birkaç kelime etmek için saatlerce kalbi pır pır atan küçük çocuklar gibi bekliyorum. Güzel cümleler dudaklarından döküldükçe karnıma yumruk yemiş gibi oluyorum. Evet, itiraf etmesi zor ama bana âşık olsun istiyorum. Gözlerinde bana olan sevgiyi görmek istiyorum. Onunla konuşurken kim olduğumu unutuyorum. Saatlerce konuşmak istiyorum onunla. Sonra asıl âşık olduğum yıllardır kalbimde olan adam geliyor aklıma. Bu kez aynı yumruk çok daha şiddetli bir şekilde kalbime iniyor. Yüreğim sıkışıyor, vicdan azabı sarıyor tüm bedenimi. Haksızlık bu diye kızıyorum kendime. O bunu hak etmiyor. Bu kadar saf bir sevgi taşırken kalbinde gelip geçici heyecanlar için böylesine bir ihaneti hak etmiyor. Ama söz geçiremiyorum işte kalbime…
Yapmam dediğim ne varsa bir bir yapıyorum. Söz veriyorum kendime bu heyecana kapılmayacağım diye. Ama sonra onu görüyorum, içimden bir his beni ona çekiyor sanki, tehlikeli bir oyun oynar gibi hem korkuyorum hem de oyun bitmesin istiyorum. Yasakları çiğnerken oluşan tedirginlik ve kural ihlalinin verdiği zevk…
Sonu kötü bitecek biliyorum, her iki hissiyat da kayıp gidecek ellerimden ve yalnızca pişmanlıkla kalacağım. Bir elimde keşkeler bir elimde hayal kırıkları… Bunları hissettiğim için kötü biri miyim peki? Belki de öyleyimdir. Ama hislerine kim engel olabilir ki? Ben olamıyorum…
Uçurumun kenarında ilerliyorum biliyorum. Ama bu korku beni daha özgür hissettiriyor. Düşmek bir şekilde uçmak değil midir zaten?