Hâlâ rüya dikenlerime batıp hüzün seferberliğimin sonunu getirmemek için direnen sensin. Seni bende çok fazla büyüten kalbim, rüyalarımın prensi de yapmış meğer. Git be prensim, topuklu ayakkabısını ardında bırakan Külkedisi değilim ben. Ardımda koca bir kalp bıraktım, kalbimin içinde enkaz müdürüm sen…
Ayakkabı İçin geri dönmeyen prenses kalbi için geri dönmek için çabalayan bana kızmaz mı hiç?
Rüyalarımı işgal etmeyi bırak. Yüzünü gördükçe rüyalarımda, daha çok özlüyorum kalbimi de; kalbimdeki seni de… bana bakma öyle usul usul, sanki hep sevmişsin, daha çok sevecekmişsin ve hep bizi bizde yaşatacakmışsın gibi. Tükenmek yıldızları bir bir düştü gökyüzünden, gönlümün hep en çok sevileni; yaramın tuzu, tuzumun tadı; tadımın çokça aşk huzuru… sende yıkanan ben yılan düşlerimi göndermiştim kader kardeşime, ayırmaz sanmıştım seni benden. Kötülükler tuzak ordusuyla mücadele etsindi, bana ne…
Rüyalarımdan çarçabuk git ve bir daha gelme. Fazlaca özlüyorum, fazlaca anıyorum, fazlaca seni istiyorum hayatımın törpüsü inciten lanetinden. Kemirdiğin heyecanlarım, kahkaha atamadığım mutluluklarım ve çok özleten varlığın senelerin iplenmez hadisesi olsun.
Hâlâ kalbimi arıyorum soru işaretlerimde. Gözlerin gecemin on ikisi, saçların ömrümün mevsim baharı… hep ama hep her daim seni düşlüyorum. Bırak da gittiğin yolumdan dönemediğim mutluluklarıma gidiş biletim olsun. Seni çok, seni çok, seni çok, seni gözyaşımın istekli anlarının kahkahamı mahvettiği anlarımdan daha çok sevdim. Sana bir gülüş, bir seviş, bir gözyaşı ve bir de emanet kalbimden sesleniyorum. Rüyalarıma gelme, orada sana yer Yok; o güzel gözlerinin gördüğüm anda Yok oluşunu izleyen rüya katili ben olamam. Sen… sevgilim… biz hiç olmadık ya; sen hâlâ çokça benimsin düş izinde, ayakların kadar bastığın kalbimde izin var İşte.
Söylüyorum ve affedemiyorum. Bu aşkın sevilen yanlarını aldın, sırf bunun İçin bile olsa affedemiyorum seni. Sen… kalbimin kör nişancısı; vurduğun ben olsaydım bir nebze yaşamak İçin direnebilirdim, vurduğun bendeki biz olduğu İçin daha fazla direnemedim. Misafir mutluluklarımın alnından öptü kral hoş geldinlerin, sen sana hoş geldin; ben bende hoşça kal…
Söylüyorum ve susmuyorum. Rüyalarımın kaçak işçisi; kalemim vedalarına bir öpücük konduruyor, sebepsiz olsa da çok güzel durmasa da finalini gitmekten yana kullan bir kez daha. Rüya kuşu ötmesin seninle bir daha. Bülbül umutlu şarkılar susmasın sen yoksan hayatımda; ben can çekişen tereddütlü ihtiyar âşık… kul hakkının kuş hakkına dönüştü girdabımız. Ötmesin sen varsan yaşamak; şakıdığı dikişli kalbimde kalmasın ayağının izi…
Sen yoksan ben var olayım suyunu kaybeden Thales misali; anaksimenes havayı, ben seni seçmiştim; havam da gitti, suyum da bitti. Kaldırım taşının taş kalbini kıskandığı on ikinci yalnızlık seferimde yeniden öldürüyorum bizi…
Dilâra AKSOY