Sabaha doğru, ağır ezan
Kanı çekilmiş şehrin
Kan sıçramış bi gölge, belirsiz bi silüet
Çığlıkları adımlarımın, ıslıkları kuşların
Hırsızı gecenin, belli belirsiz
Saklanıyor Şems fakat kaçmıyor elbet
Yürüyorum
Bir kaç ayyaş, acı hatıralar
Acı bir nefes, acı bir iç çekiş
Acı bir servet
Kayboluyor aniden matem
Acı bir kabulleniş
Acı bir acı
Gülüyorum.
Gökyüzü tebessüm ediyor
Ardında bulutlar, biliyorum
Gözyaşları gizli, görüyorum
Şemsi yem edecek, diliyorum
Tutacak yakamdan
Ne kaçabilirim, ne de saklanabilir
Şemsiyem de yok
Gidiyorum.
Bir önceki adımım ardımda kalsın
Pişmanım gitmekten
Ardımdaki yol önümdekinden fazla
Tek bir yol var
Başı sonu aynı
Yürüyorum
Silinmiyor o belirsiz silüet
Ve kan sıçramış gölgesi
Sıkışıyor zaman
Kırışıyor alnım
Çıkışı yok baktım
Sırıtıyor tanrı
Ne bir macera ne de bir tutku
Ne de haykırışı bir tükenmişliğin
Yanıyorum.
İkinci sınıf bir votka yakıyor genzimi
Ruhum limanına gelecek bu denizden
Ne bir rotam var, ne de bir nota
Acıkmış gönlüm, sana tok
Bir rakı şişesi ve anason..
Ne bir mezem var, ne de bir mezgit
Ne bir, ne bir, ne bir
Susuyorum.
Kurumuş dilim anmıyor adını
Bir ayrılık türküsü tutturmak da gereksiz
Ne gerçekten oldu bu
Ne de benim kuruntum
Ne başıma geldi
Ne de lüzumsuz bi paranoya
Ne şizofrenik bi çığlık bu
Hava soğuk mu ne
Ne, ne, ne
Kafayı-
üşütüyorum.
Kaçıyor aklım
Çokta yerinde ya!
Bir o kalmıştı terketmeyen beni
Sevgin dışında
Asıl oydu ilk zamanlar zerketmeyen seni
Düşünürdü beni, sevmezdi seni
Sevmezdim kendisini
Yine de belki lazım olur
Arıyorum.
Şehir teslim aydınlığa
Kayboluyor gölgeler
Arama bunu manada
Kan sıçramış bir kağıt
Kalemimden dökülen
Bir gemi yapılmış o kağıttan
Kim tarafından bilinmez
Ruhum hapis her mısrasına
Sen uzaklaş buralardan
“Kalıyorum.”
ŞAİR: Murat Taşdemir.