Sert esen rüzgarların getirdiği kasvetli bulutları anımsattı, dert edenlerin yitirdiği umutlar. Bilinmelidir ki o umutlarda mutlak bir döngü içindedir.
Acabalar da sıkışıp kalanların yiter mi duyguları, güçlenir mi yoksa? Güçlenir elbet kendi doğasında yetişip, kirlenmediği müddetçe.
Aşktan geçilmez de, ancak ayaklar altına alınınca topyekun duygular, dert ediyor insan. Diğer yandan rahatlığa bir zemin oluşturmak için yitirilen onca insan.
Fark etmezdi konuşsaydı herkes istediği lisanı, fark etmezdi tenlerin rengi, fark etmezdi inançlar. Ama bir gülle gibi aramıza ayrılık düşürüyor her süreçte.
Sevgisi kısıtlı olanlar saplanmışlar ırkçılığa. Kibirli olanların makyajı para ve para gücünü elinde bulunduranlar algıları yönetiyorlar.
İşin ciddiyetinden bir haber olanlar her şeyle dalga geçiyorlar, güllük gülistanlık olmasa da dikensiz hayatlarında.
Davasız insanlarda bir şeylere hizmet eder, fakat tek körlük gözlerde olmaz. Davasız insan boşuna yaşar, aksini iddia eden ise neye hizmet ettiğinin farkında bile değildir.
Dert etmeyenler aslında en dertli olanlardır , fakat tek körlük gözlerde olmaz.