Sabahın ilk ışıkları, boş sokaklar ve yerdeki su birikintilerine yansıyan hayat. Birbirine aşık iki kalp, geceleyin hoş bir yemeğin ardından yuvarlanan kadehlerin verdiği o sarhoşluk. Boş sokakta kahkahalarını savuran sarhoş ve bir o kadar cüretkar kadın, kız mı demeliyim yoksa. Her neyse, cüretkar kızın belinden tutan delikanlı son derece aşık ve tutkulu, gözlerinden anlaşılan bu hali onu ele veriyor ama umurunda olduğunu zannetmiyorum, kahkalarla büyük sokaklardan delikanlının dairesinin olduğu sokağa varıyorlar, ellerinden boş şarap şişesi. Erkek son derece mutlu, aşkın ve içkinin verdiği sarhoşlukla apartmanın kapısını açmaya çalışıyor, kız masum bir hareketle yardım etmeyi amaçlarken yakıyor beklenilen şehvetin ateşini. Sağ gözüyle bir yandan kıza bakan genç ve bakışlarını yakalamaya çalıştığı cüretkar genç kız. Hain kapı aralanıyor aralarında. Centilmenliğini konuşturarak önden geçmesini işaret ediyor kıza genç, hiç ses yok, ne onlarda ne de sokakta. Apartmanın merdivenlerini sallana sallana çıkıyor kız ve ardında delikanlı bir o kadar heyecanlı. Kız anı yaşayarak şişenin dibinde kalan son yudum şarabı da dikiyor kafasına, son basamak ve cennetin kapısı. Genç hemen kapıya yöneliyor kızın arkasından, kızın ensesinde nefesi. Şak, bu kapıda aralanıyor tüm hainliğiyle. Ensesinde hissettiği nefesle ürperen genç kız bir anda koridorda buluyor kendini. Gülümsüyor delikanlı kızın bu ürkek haline, sabaha kadar sokaklarda dolaşıp öpüştüğü genç kızın bir anda nefesiyle ürpermesi garibine gidiyor belki de. Düşünüyor delikanlı ”Acaba tüm kızlar mı böyle? Hem bu kadar cüretkar hem de bu kadar ürkek. ”Kapıyı kapatıyor aklındaki düşünceleri silerek. Salon ufak bir kanepe arkasında bulunan bir akvaryum, geniş bir kütüphane, gramafon ve sayısız plaktan ibaret, bir de köşede bulunan içki büfesi. Düşünüyor genç kız ”Sabaha kadar konuştuğu, dinlediği, fikirlerini ve konuşmasını beğendiği delikanlı gerçekten ince ruhlu bir yapıya sahip. Konuşmalarından ne kadar sezinlediyse de farklı geliyor bu salonun görünüşü, alışıla gelmedik.” Delikanlının onu kanepeye yönlendirmesiyle kesiyor aklındaki düşünceleri. Kıza hiç teklifte bulunmadan büfeye yöneliyor ve birer kadeh şarap dolduruyor. Aklına her şeyini kazıdığı genç kızında sevdiğini bildiği bir plak takıyor gramafona. Arkada çalan ince müzik ve birbirlerine buğulu gözlerle bakan iki yüz. Kıza uzatıyor kadehin birini genç, beğendiği şarkının sözlerini mırıldanarak sehpaya bırakıyor kadehini genç kız bir yudum aldıktan sonra. Etrafına meraklı gözlerle baktığını farkediyor kızın delikanlı, onun sormasını ne kadar istese de garip bir şekilde ürkek olan bu kızın buna yeltenmeyeceğinden adı kadar emin. ”Neyi merek ediyorsun? Bana, hayatıma dair, kalbim demiyorum çünkü kalbim sensin ve kendini yeterince tanıdığını varsayıyorum.” diyor çarpık bir gülümsemeyle. Kız, bir anda o ürkek halini bırakıp inceden bir gülümsemeyle karşılık veriyor oğlanın gülümsemesine. ”Hiç, sadece cennetime bakıyordum” diyor bir yandan içkisini yudumlarken.
”Cennet?”
”Evet cennet, senin ve bizim cennetimiz, kapıları kapattığında içinde sadece ikimizin kaldığı cennet, istemez misin yoksa sonsuza dek benimle bu cennette kalmayı?” diye açıklıyor kız erkeğinin anlamadığı tabiri, bir yandan sorarak. Delikanlının çok hoşuna giden bu cennet tabiri umutlandırıyor onu. Aslında onu umutlandıran ne cennet tabiri ne başka şey, kadınıyla bir yerde sonsuzluğu bekleme fikri. Bu umudun verdiği gülümsemesiyle.
”Son nefesime kadar seninle kalırım bu cennette.” Verdiği cevap karşısında sevdiği kızın yüzündeki gülümsemenin ardından dudaklarına bir buse konduruyor sevgilisinin, ardından ince bir hareketle kızın elindeki bardağı alıp sehpaya koyuyor. İnce hareketlerini yine kibar bir dans teklifi izliyor. Kız bu teklife hayır diyemeyecek kadar sarhoş ve aşık. Yavaş hareketlerle birbirine dolanan kollar ve omuzlara yaslanan başlar. Sallanarak yapılan dans hareketleri, narin öpüşler. İnce müziğin ve gizlenemeyip salonun havasına yayılan aşk kokusuyla tekrar sarhoş olan bedenler. Kapılarını kapattıklarında onların olan cennetlerinde sızan iki kalp…