-her son bir başlangıçtır ,özellikle mutsuz bir sonsa.-
kişisel not:öncelikle kaptan vı’da bitirdiğim seriye yeniden başladığım için üzgünüm.benim için yazmak hayatımla paraleldir.yüzüm gülmüyorsa kalemimde gülmez.bazı şeyler bu yazıyı yazmama sebep oldu.tekrardan özür diliyorum.
keyifli okumalar.
———
uyandım.sabah ışıkları pencereden süzülüyordu.
beyaz bir tavana bakıyordum.
hastanedeydim.başımda hemşireler duruyordu.fransızca konuşuyorlardı,anlayamıyordum.
karnımda yoğun bir acı hissediyordum.baktım.sargılıydı.
ne yapacağımı bilmiyordum.telaşla ayağa kalkmaya çalıştım.
yağmur’u bulabilirlerdi.hakladığım korumalar dışında bir sürü adamı vardı şişko patronun.
kalktım.hemşire arkamdan yetişti.mimiklerinde kalkma dediğini anladım.
“siktirgit.” diye bağırdım yumruğumu göstererek.
bir şey yapmadı.eşyalarımı aldım hemen çıktım hastaneden.
bir kağıda kiralık evin adresini yazdım.kaç gündür yattığımı bilmiyordum.hemen taksi tuttum.adresi verdim eline.götürdü.evin önüne geldiğimizde beden diliyle “bekle.”dedim.
hemen koştum.açtım kapıyı.içeri baktım,eşyalarım ve para çantası duruyordu.çantayı açtım elimi daldırdım.bir tomar parayla hemen taksicinin yanına indim.verdim parayı.geri yukarı çıktım.
kıyafetlerimi değiştirdim.kanamam vardı.sargıyla birkaç kat üstünden geçtim.
çantayı aldığım gibi dışarı attım kendimi.taksiyle havaalanına gittim.uçağa atladım.geri ülkeme döndüm.uçakta biraz uyumuşum.uyandığımda varmak üzereydik.uçak şiddetli sarsıntı geçirdi.
korkmadığımı söylersem yalan olur.
neyse.
indim uçaktan.
giderken parkta bıraktığım arabama atladım.eve doğru gittim.nefret ediyordum bu yerden.
aslında her yerden nefret ediyordum.bakkaldan gazete vb. aldım.içeri girdim.aynı bıraktığım sessizlikle ağırladı beni evim.
odama gittim.çalışma masasının üstünde iki tane kağıt vardı.baktım.barda yazdığım mektupla,yağmur’un yazdığı bir not.barmen beni kazıklamamıştı en azından.yağmur’un notuna baktım.
“ne diyeceğimi bilemiyorum.seni kırmamak için söyleyememiştim.sana karşı bir şey hissetmiyorum.
hiçbir şeyden hoşlanmıyorsun.hatta senin bir şeyler hissedebildiğine dahi emin değilim.kusura bakma.bla bla bla.”
sonuna kadar okumamıştım.anlamıştım.
oturdum masaya.düşünmemeye çalıştım.ağlayamıyordum.düşünmemek için gazeteye baktım.kocaman manşetle “ağlamak insan olmaktır.”yazıyordu.ne yapacağımı bilmiyordum.tek bildiğim geri dönüp o patronun işini bitirmem gerektiğiydi.silah alabileceğim bir yer düşündüm.
birkaç dükkan gezdim.birisine girdim.
“bana ruhsatsız silah lazım parası önemli değil.”
“dostum manyak mısın ?”
parayı çıkardım.
“bekle.”dedi.
para bazen işe yarıyordu.
depo kapısını açtı.
“gel.”
girdim içeri.arka tarafa doğru gittik.birkaç çanta çıkardı.içinden silahları gösterdi.
“ateş ettiğimde öldüğünden emin olacağın bir silah ver.”dedim.
gümüş renginde bir silah verdi.parayı verdim.
“bu silahı havaalanından nasıl geçiririm ?”
“geçiremezsin.kaçak şekilde girmen gerekiyor.”
biraz daha para çıkardım.
“beni birine götür.”
aldı parayı.telefonla birilerini aradı.beş dakika sonra geldi.
“tamam,yarın sabah 10.00’da şu adreste ol.”
bir kağıda adresi yazdı.cebime koydum.
“teşekkürler dostum.”
“her zaman.”
eve doğru gittim.alabildiğim kadar içki aldım.
girdim içeri,hemen içmeye başladım.hiç durmadan içiyordum.ağlamaya başladım.bir yandan gülüyordum.delirmeye başladığımı düşündüm.hiç durmadan içiyor,ağlıyor ve gülüyordum.
en son ne zaman ağladığımı bile hatırlayamıyordum.
telefon çaldı.fişini çektim.insanlar bana iyi gelmiyordu.hiçbir şeyi düzeltmiyorlardı ama düzeltilmesi gereken bir sürü şey yaratıyorlardı.alarmı kurdum.içmeye devam ettim.sızmışım.
sabah alarm sesiyle uyandım.duş aldım.hemen çıktım evden.inanılmaz başım ağrıyordu.
gittim adrese.birkaç adam gösterdim.elimdeki kağıdı onlara verdim.gemiyi gösterdi.
“gir içeri.”
girdim.bir sürü benim gibi adam vardı.kadınlar,çocuklar.
adamları izledim.içlerinden birinin gerçekten yetkili olduğu belli oluyordu.onun yanına gittim.
“bir dakika bir şey konuşabilir miyiz?”
dik dik baktı suratıma.
geldi yanıma.
parayı çıkardım.
“dostum bana bir oda ve içki ayarlayabilir misin ?”
“burayı otel mi sandın lan sen ?”
birkaç kat daha fazla para çıkardım.
“aslında otel olabilir burası.”dedi.
sonra beni içeri götürdü.bir odaya girdik.
“burası senin.birkaç adamla sana birkaç şişe yollarım.iki gün sürecek yol.keyfine bak.”
“sağol.”
karşılıklı hizmet almıştık.
çıktım odadan.geminin burnuna gittim.izliyordum.uzaklaşıyorduk.
hayatım boyunca gidebilirdim.hiç durmadan.hiç kimseyle konuşmadan.
bilinmeyen bir yere giden geminin birine atlayıp hayatım boyunca hiç olmak istiyordum.
hiç olmak kolaydı.
ama hiç kalmak zordu.mutlaka bir şey oluyordu.lanet kafamı odamdan çıkarmam gerekiyordu mutlaka.aynaya bakmak zorunda kalıyordum mutlaka.
kaçmanın hiçbir yolu yoktu.
deliriyordum.
tek kurtuluş kellene doğru bir mermi yollamaktı.
——————————–
2 GÜN SONRA
——————————–
gelmiştik.
hemen topukladım gemiden.geceydi.
taksiye atladım.barın adını söyledim.
navigasyondan aradı taksici.buldu ama.cağnım teknoloji.
bara doğru gittik.yakınlarında indim arabadan.beklemesini söyledim.yüklü miktar para verdim.
ağaçlıkların arasından ilerliyordum.barı gördüm.
pustum hemen.patronun burada olmasını umuyordum.
yirmi dakika bekledim.çıktı patron.arabaya bindiler.yanında iki koruması vardı.
hemen taksiciye koştum.
“şu arabayı takip et.” dedim.tabii beden diliyle.
uzun süre yol aldık.en sonunda bir villanın içine girdiler.
zengindi orospu çocuğu.geceleri iki çıtırla yatıp,puro içiyordu.
dünya umrunda değildi.keşke bende öyle olabilseydim.kendimden kaçamıyordum sadece.
taksiciye teşekkür ettim.indim arabadan.
hemen evine gittim.uzaktan baktım.yan tarafındaki evin kapısı açıktı.duvardan atlayabilirdim.
öyle yaptım.
mutfak tarafı olduğunu düşündüğüm yere gittim.korumanın birisi kapının önündeydi.arkasından gelip kellesine dayadım silahımı.susturucu takmıştım.
“geber orospu çocuğu.”
ÇAT.
yığıldı yere.hemen kuytu bir yere sürükledim cesedini.içeri girdim yavaşca.iki adam vardı.
birini hallettim.diğeri sesleri duydu.ön kapının önünde bekliyordu.yavaşça mutfağa doğru geldi.duvarın arkasına pusmuştum.içeri girdi.yerdeki adama bakarken hemen hakladım onu.
ÇAT.
yere yığıldı o da.
sonra yukarı çıktım.sesler geliyordu.kadın cıvıldamaları.iğrenç ve iştahlı bir erkek sesi.
o idi.haklayacaktım onu mahreminde.içeri daldım.
fahişesinin üstündeydi.diğeri de yatakta yatıyordu.
“KAPAYIN ÇENENİZİ.”diye bağırdım.
doğruldular.şişko patronun yanına gittim.
“beni haklayabileceğini sanıyordun dimi ? ben doğuştan ölüyüm zaten.”
kafasına dayadım silahı.
ÇAT.
kızlar çığlık atmaya başladı.yatakta patronun leşi,kızlar ve patronun beyni vardı artık.
“SUSUN !”
ikisini de halletim.bunu neden yaptım bilmiyordum.belki intikam almak istiyordum.
neyse.çıktım ordan.
geri döndüm ülkeme.
eve geldim.silahı dolaba sakladım
birkaç ay ölümüne içtim.evden çıkamadım.
yataktan kalkamıyordum.ağlayamıyordum.sigara üstüne sigara yakıp duvarlara bakıyordum.
her şey eskisinden daha anlamsız,daha saçmaydı.
sakallarım uzamıştı.aynaya bakamıyordum artık.
oda boş şişelerden yürünmez hale gelmişti.
bir sigara yakıp pencereye çıktım.karşıdaki barı izledim.gökyüzünü izledim.yıldızları.
onun evine gidebilirdim.ama yapamayacağımı biliyordum.
bardan kahkahalar yükseliyordu.bazı geceler,gerçekten kötü hissederken o kahkahaları duymak benim için işkence gibi olurdu.
bu kadar mutlu olacak şeyi nasıl buluyorlardı diye düşünürdüm hep.
bir adam barın önüne çıktı.sigara yaktı.yüzüne dikkatli baktım.
bana parayı veren adamdı o.Burner.
“orospu çocuğu”.dedim.
silahı alıp çıktım hemen.farkettirmeden yanına gittim.arkasından usulca yaklaştım.
silahı böğrüne dayadım.
“sesini çıkarma.yürü karşıya doğru.”
evin önüne doğru yürüdü.eve girdik.
arkasından silahla vurdum.kanepenin üstüne düştü.
“bana neden verdin lan parayı?”
“dostum özür dileri..”
ÇAT.
ağzının üstüne vurdum.
“sen nasıl aldın paraları ?”dedim.
“almadım.çaldım.lütfen anlatayım.”
“bir dakikan var.”
“o orospu çocuğu benim rakibimdi.bir gün fahişelerinden birisini yanıma yollamış.tabi ben bunu bilmiyordum.fahişe olduğunu anlamadım.uzun süre birlikte takıldık.aşık olmuştum ona.uzun süre peşinde koştum hatunun.işleri birlikte yürütmek istediğini söyleyip kandırdı beni.varımı yoğumu aldılar.bende onun parasını çaldım bunu anlayınca.ama peşimi bırakmayacağını biliyordum.ne yapacağımı bilmiyordum.korktum.o yüzden paralardan kurtulmak istedim.özür dilerim.”
“fahişe sarışın mıydı ?”
“evet.”
“onu haklamış olabilirim.”
“minnettar olurum dostum.”
“paralar işaretliymiş.beni buldular.ama ben şanslıydım.işini bitirdim onun.senin ismini söylediğimde tanımadılar.buna ne diyeceksin ?”
“sence sana gerçek ismimi söyleyecek kadar salak mıyım ?”
“peki sence ben seni burdan sağ bırakacak kadar salak mıyım ?”
ÇAT
haklamıştım.
birkaç el daha sıktım ölüsüne.midem bulandı.lavaboya kustum.
evden attım kendimi.silahı belime koydum.bara gittim hemen.
içerisi sıcaktı.
“bana duble viski.”
“hemen.”
içtim bir süre.düşünüyordum.
düşünmekte bana iyi gelmezdi.
çıktım ordan.yürümeye başladım.ayışığında süzülüyordum.belimde silahım,kafam uçuk halde.
toplum için tehdit unsuru oluşturduğum kesindi.uzun süre sokak sokak gezdim.
bir köprüye geldim.
yürüdüm.
köprünün ortasında kenara gelip aşağıya baktım.ayışığı suyun üstüne vuruyordu.
deliriyordum.ayaklarım acıyordu yürümekten.
gökyüzüne baktım.
her zamankinden daha koyuydu.
silahı belimden çıkardım.kafama dayadım.
bu da benim sonumdu.başlangıcımdı.
tanrım,bu sefer gerçekten seni haklamaya yanına geliyordum.
işin bitmişti.
ÇAT.
SON
A.Alperen BAYRAM