Eksik kalan duyguların yokluğundan bihaber yaşam gibi kahredeci bir şey daha yoktur belki de.
Uzun ve çekilmez yaşam süren birçok ruhun kısırdöngüsü içinde, farkedilmeyen ‘an’ ların oluşturduğu rahatsız edici yığınların arasında, nefes alamazken buluruz kendimizi.
Sonra…
Nasıl olduysa mavi bir tünel kazarız yığınların arasından.
Kurşuni gökyüzü karşılar telaşlı gözlerimizi.
“Evet, evet…
Orada, gerçek işte!”
Diye haykırırız benliğimize.
Nefeslerdir aradığımız şeyi, bulduğumuzu zannedip zafer şarkıları söyleten sessiz çığlıklara.
Aniden hava kararır.
Yığınların altından çıkamayan bedenlerin kesif kokuları sarar etrafı esen yeşil rüzgarla.
Aslında, kimi zaman ortaya çıkan ümit parıltılarının hilesiyle karşılaştığınızı anlarız.
Kahroluruz…
O.D