Çay demleniyor, sen buradasın.
Gülüyoruz, biraz acıyor kanayan yerlerimiz.
Bir yol ayrımında dostlar kaybediyoruz, sahte bir ilişkide sevgililer.
Kardeşlerimiz büyüyor, kendi yollarını çizecekler.
Babalarımız ise savaşacak.
Ama sen sevgini koruyacaksın kalbinin en kaliteli köşesinde.
Hiçbir şey kaybetmeyeceksin sevdandan.
İğne batsa elimize, canımız acıdı diye kahrolacaksın.
Ve hiç terk etmeyeceksin bizi.
Çay demleniyor, sen yoksun.
Dostlar zaten gitti, sevgililer desen anlamı yok.
Kardeşler büyüyor, belki evlenecek.
Babalar hala savaşıyor.
Ve bu sefer oyunu bozdun, erkendi.
Bir çay daha içemeden karşılıklı,
Bir gece daha yatamadan koyun koyuna,
Bir kez daha gülemeden tiz kahkahalarla,
Gittin.
Kimsenin suçu değildi, ölüme çare yok.
2. ayımızı doldurduk sensiz ve kim bilir kaç ay bu acı hiç dinmeyecek.
Ama yüzümde bir tebessüm, kalbimde bir ısı olarak yaşayacaksın hep.
Ve siz geri kalanlar,
Hala vakit varken bir çay demleyin annenize,
Bir gülümseme sunun, bir kucak açın.
Çünkü kimse sizi anneniz gibi sevmeyecek.
Ve şayet gitmeye karar verirse bir gün,
Omuzunuzda bir el, sırtınızda bir destek, suratınızda buruk bir gülümseme olarak kazınacak dünyaya.
Ve bir dua daha dökülecek dudaklarınızdan;
”Keşke anneler ölmese!”