cennet gibi kokardı
bense çürük muz kabuğu dolu
çöp varili idim
aynı göğün altında alırken
farklı dünyalarda
verirdik nefesimizi
saniyeler vardı ölümüne
saatleri geri aldılar
günde yirmi dört kere
düşler kurarken
düşmüştü
gerçeklik cehennemine
ağlamak için göz gerekmez ki
öyleyse bu içime akan
buruk ne
sonra dedi ki
uçmak için ayaklarının
yerden ayrılması gerekmez
sevişirken topukların kaldırım taşlarıyla
kafanı kaldırıp bana
baksan yeter
donardı bazen insanların ateşinden
ki aynı ateş ısıtırdı da
en soğuklarda
maskesini indirecek kadar
cesareti olduğunda
“dürüst ol, küfret aynalara”
dedi. o. kim.