Kırmızı bulutlar var çatının üstünde
Ve sesin
Sesin büyün kırmızılıkları yok edebilecek tonda.
Sesini sevdiğimi bildiğim için sessizliği tercih ediyorsun
Sen hep kırmızı bulutları karartıyorsun.
Üst kattaki adam topuklarını yere vurarak yürüyor
Ve bazen çiçeklere su vermeyi unutuyor.
Ben seni hiç unutmuyorum.
Kediler sokağın aydınlık tarafında
Güneşin sıcaklığına sarılmış uyuyorlar
Ben hiç uyumuyorum.
Kıvırcık bir neşe işlerdi içimize
Çocuksu bir sevincin peşinde bütün şehri
Boydan boya dolaşırdık.
Bir yabancı gibi kaybolurduk sokaklarda
Ben hâlâ kayboluyorum
–seninle-
Sen neredesin?
Yitik bir ülkenin Çaresiz prensesi
Esirlere su vermek için kaçarken
Düşürüveriyor kristal ayakkabısını
Sen düştüğümde beni hiç kaldırmıyorsun
Sen kendini seviyorsun
Sen kedini seviyorsun
Sen rüzgârı, çayı hatta sokakta ki herhangi birini bile seviyorsun
Sen beni hiç sevmiyorsun