Bir adam gelir ; elleri nasırlı,gözleri kahırlı,dili yalanlı.
Bir adam gelir ve oturur,oturduğu koltuk lanet okur; gökkubbe ise biten bir aşkın selâsını.
Kadın gelir ve oturur,adamın karşısına ; görüş mesafesine yakın lâkin bir o kadar uzak.
Kadının saçları vardır rüzgâra eş,aşk ile kalleş,
Gözleri vardır elânın yeşiline kahveyi küstüren,
Sözleri vardır acılı bir şair gibi..
Adamın bir kahve dumanı uzağında ,eli saçlarında ,saçları belinde,gözleri Hirâ ‘da !
Adam konuşur, adam konuşunca kahve bulanır ,bağ evinin yanından akan durgun sular durulur,
Adam söz verir , kadın güler. Gülmek bir melekle kardeş…
İnce şekersiz kahve kokusu sinerken odaya,dışarıdan gelen soğuk hava kalbini deler geçer kadının.
Eski Kırkbeşlik plaklar çalınır evin salonunda; adam kadına bakar,kadın adama kıyar.
Bir aşk ; bir şarkı,bir kahve ve bir Kasım eşliğinde biterken; Güney de bir kuş havalanır Kuzey’in buzuna inat.
Kadın kahveyi yudumlar bir devir kapanır.
Kapı aralanır huzur evi terkeder ayrılık misafir olur ,yüzsüzdür çünkü ayrılık ;erkekle eşdeğerdir.
Güney’de bir şarkı yazar bir adam tüm aşklara inat,kadın adamı sever tüm Kuzey’e inat!
Kader KİBAR