2500 metre yükseklik,eksi 30 derece soğuk,geçit vermez kar yığınları;ayağı çarıksız,sırtı paltosuz gencecik fidanlar,açlık ve sefalet diz boyu…Bir yandan kuytuluklarda zaten buz tutmuş bedenler,bir yandan süngülenmiş bedenlerden sızan kan ile ısınmaya çalışan kardelenler…Ne kadar ürpertici değil mi?Hangisinin aklına gelirdi ki ömrünü noktalayacağı yerler olacak buralar.İster kardelenler denilsin,ister gelincikler;çıldırasıya o soğukları yemeye hangi güç sevk eder bir genci?
Bu gün kayak merkezi olarak değerlendirilen yükseklilere eğlenmek için çıkanlar,o zamanlarda onca imkansızlık içinde yine de çıkmak isterler miydi acaba?
O dönem “kınalı kuzular” diye nam salanlar,bu gün hafızalarda canlı tutulmaya çalışılıyor olsa da aynı ruh mevcut mudur?
Bu gün bile hatırlandığında taa en derinden ince sızılar oluşturan Sarıkamış nedir,neresidir?
Her yıl yeniden hatırlanmaya çalışılan bir kara sayfadır Sarıkamış…Bedenleri karlı tepelerde gezinirken yürekleri tevekkülün yamaçlarında dolaştığı için tipiden ürkmeyen isimsiz kahramanların kara yazısı Sarıkamış…
Yelkovansız,akrepsiz,rakamsız zamanlarda,dipsiz kuyu gibi zeminlerde buz tutmuş umutların acı bir anne feryadı gibi serzenişidir Sarıkamış…
Önce kar körlüğüne tutulmuş gözlerden sızan fersiz bakışların sahipleri, Allahu ekber dağlarındaki kardan kefenlere sarılmış şehitlerin sessiz çığlığıdır Sarıkamış…
Kar demek Sarıkamış,kardan kefen demek;kara yas demek,matem demek,yetimlik demektir Sarıkamış…
Şairin söylediği gibi;
Soğanlı yaylasında,nice yıldızlar söndü
Aman yüce Allah’ım bu ne kara bir gündü
Allahuekber dağı,ak mateme büründü
Kaybolmuştu hedefler,dehşet sardı her yanı
Karların kucağında,süzülüyordu canı..
Ölümün soğuk nefesini hissettirmeyen açlık başlı başına bir bela olsa da,geride bırakılan anaların,yarların,yavruların çaresiz bekleyişi,buzdan dağların buz üzerindeki secdelerinde bir daha kalkmayışının gerekçesi olabilir miydi?
Ya da Keçe Külahlıların bağışladığı düşman çocuklarının,yaşlılarının kabul edilmiş tevbesi ;kim kimin kefaretini ödemişti Sarıkamışta?…
Acaba şöyle bir anonsun geçtiği bir iletişim aracı olsaydı durum ne olurdu?
“kıymetli dinleyicilerimiz,meteorolojiden aldığımız son bilgilere göre,Kars ilimizin Sarıkamış mevkiinde hava sıcaklığı eksi 30 dereceye düşmüştür.Kar yağışı artarak devam etmektedir.Ülkemizin içinde bulunduğu kritik durumdan dolayı vatandaşlarımızın evlerinden çıkmaması,karşı karşıya olduğumuz açlık ve savaş ile baş edebilmenin yollarını araması önemle rica olunur.”
……………….?!?
Ne olacak, tabi ki bir an kızıl karlara bürünmüş Sarıkamış,buzdan kefenlerle örtülmüş Allahu ekber dağları cezbeye gelir;yek vücut olmuş şehitlerin sesleri duyulurdu;”Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz;siz öldük sansanız da biz buralardayız.”
Şehitlerimizi rahmetle anıyor,onlardan aldığımız emaneti tıpkı onlar gibi canımız pahasına korumaya söz vermişken,ahdimizi yeniliyoruz;VATAN SAĞ OLSUN…