13 Mart 2006 saat 15:45’i göstermek üzereyken komser Murat ve komser Mert mesai bitiminin hayalini kuruyorlardı. Hayyallere dalan ikilinin odasında sessizlik hakimdi. Sessizliğin arasından bir telsiz anonsu duyuldu:
“Tüm birimlerin dikkatine!!! Merkez Ziraat Bankasının önünde banka soyguncuları ile temastayız. Acil destek ve ambulans bekliyoruz!”
Telsizden gelen anonstaki ekibin ses tonu oldukça ürpertili gelmişti ki, ikili hayal dünyasından şokla uyandılar. Apar topar merkezden çıkıp olay yerine doğru koyuldular.
Komser Murat ve komser Mert Afyonkarahisar emniyetinin eskilerinden sayılırlardı.ikili tam 7 senedir beraber hem ortak olarak çalışıyorlar hem de birbirleri arasında su sızmaz bir dostluğa sahiptiler. Merkeze sayısızca suçlu teslim etmiş başarılı komserlerdi.
Komser Murat ve komser Mert olay yerine varmakta olan ilk ekiptiler.olay yerine yaklaştıkça havada uçuşan silah sesleri git gide yükselerek işitiliyor ,çevrede panik halde kaçışan insanlar görünüyordu ki tam bu sırada ikili birbirine “Bugün uzun olacak.” dercesine bakış attılar.
Olay yerine vardıklarında banka soyguncularının silahlarından çıkan mermiler ikilinin arabasına çarpmaya başladı. Komser Murat ve komser Mert hemen arabadan aşağı inip arabayı kendilerine siper alarak bu sıcak çatışmaya iştirak etmiş oldular.
Komser Mert gözleri ile etrafı süzerek incelemek istedi.Komser Murat silahı ile ortağına yardımcı olmak için soygunculara taciz atışına basladı. Olay ekibinin durumu vahimdi.Bir polis yerde kanlar içinde, diğeri de kolundan yaralı devriye aracının siperindeydi.ikisinden akan kanlar caddeyi adeta kırmızıya boyamış gibiydi.Bu durumu gören komser Mert adeta şok geçirircesine donup kaldı. Bu sırada işitilen silah sesleri ile üzerinden ilk şoku atar atmaz ortağına dönerek:
“Sen şunları oyala, ben ekibe yardıma gitmeliyim, yoksa orada durum daha da vahimleşecek.”
Sözlerini bitirir bitirmez hazırlıklarını yapmaya başlayan Mert komsere ortağından yanıt geçikmeden geldi:
“Dikkat et Mert! Kurşunlara hedef olma yoksa Seval’e ben bişey diyemem.” Bu sözleri ortağını iyi tanıyan biri olarak bilerek söylemişti. Komser Mert’in çılgınlığı seven kişiliği ve sabırsızlığı vardı. Bunun önüne geçmek için onu adam eden eşi Seval ve bir kızı bir oglu vardı. Bunları hatırlayarak haraket etmesini istemişti. Ortağının sözlerini duyan Mert komser yanıt olarak:
“Bunca yıl birşey olmadı bundan sonra olmasına da Allah’ın izniyle izin vermeyeceğim!”
Bu sözleri duyduktan sonra komser Murat’ın biraz gönlü rahatlamıştı. Ve o an gelmişti! Komser Murat ortağına bakarak;
“Mert ateşe başlıyorum! ”
Sözcükler biter bitmez komser Murat; iki elinde iki silah soyguncuların uzerine yağmur misali acımasızca kurşunları yağdırmaya başladı. Beklenmedik bu ateş karşişinda 3 soyguncu birden bire afallamaya başlamışlardı. Adeta kapana sıkışmış fare gibiydiler. Mert komser devriye ekibine ulaşmıştı. Murat komserin silahlarının biten şarjorlerine yenisini takıyordu. Komser Mert yerdeki polisin öldüğünü arabaya dayalı olanın ise hastaneye yetişmezse öleceğini anlamıştı. Zaten bir şehit verilmişti bir başkasınında ölmesine izin veremezdi. Hemen yarali polise tampon yapıp ortağına seslendi.
‘Koru beni yaralıyı sırtlayıp geleceğim.” Komser Murat cevap verirken polis sirenlerinin sayısı artmıştı. Yüksek sesle komser Murat:
“Kardeşimm rahat ol bunlar bende!” diyerek doldurduğu silahlarıyla kurşunları tekrar su misali akmaya başladı. Komser Mert ortağının ateş etmesini fırsat bilerek yaralı polisi sırtlayıp hemen ortağının yanına koşmaya başladı.Tam araçlarına ulasmak üzereyken komser Murat’tan acı bir ses duyuldu. “Mert acele et!” yakarırcasına çıkmıştı bu ses. Zaten komser Murat’tan duyalan da son cümle olmuştu. Komser Murat dizlerinin üstüne düşmüş elindeki silahlar teker teker yer düşmeye başlamıştı. Bedeni daha fazla dik duramadı, olduğu yere yığıldı kaldı. Komser Mert yaralı memuru ekibe teslim eder etmez ortağının yanına koştu. Komser Murat’ın durumu hiç iyi görünmüyordu. Kurşunun, komserin bogazını parçaladığı bariz belliydi. Akan kanları ne kadar durdurmaya çalıştıysa da komser Mert’in elinden fazla bişey gelmiyordu.
“hadi dostum benimle kal, kapatma gözlerini!” diye bağırıyordu. Bu sırada 2 soyguncu öldürülmüş 3.sü ise teslim olmaktaydı.
…
1 comment
Romanımın geçmiş bölümünden kısa bir anısıdır bu şekilde başlayıp gelecek bolümlerınde komser mertin ve ailesinin peşine düsecek katil ve bir takim cinayetler sırlarla dolu hikayesi anlatılmaktadır…. Okuyan arkadaşların yorumlarını alabilrsem sevinirim.