30 Bir hafta olmuştu .Sınıfa geleli , günlerden pazardı ve saat 08.32’de sınıfa girdim hızlıca bir günaydın bile demeden sonra kendi en soluma ve en arkaya klimanın monte edildiği duvarın önündeki sıraya oturdum.
Sonra bir ,iki dakika durdum öylece sonra o girdi sınıfa .O da selam vermedi o da sınıfın en soluna ama bu sefer en öne oturdu.Biraz daha durdum öylece bu sırada hoca girdi kapıdan , sıradan fakat bağırır şekilde özellikle son heceyi uzatarak “GÜNAYDIN” dedi ve gülümsedi derse başladı. Bir kaç ders sonraki ders arasında solumdaki sıranın sınıfın ortanca sırasının önünde toplandı kadınlar , ya üniversite mezunu ya son sınıf düşük ihtimal 3. sınıfta okumaktaydılar.
Kulak misafiri olmaya başladım. Sonra Kpss denemelerinde yaptıkları Doğru- Yanlış ve Netleri tartışmaya başladılar, ortanca sırada oturan kadının mezun olalı 2 sene olmuş işsizmiş. Şehirde iş bulamamış, il dışında da geçinemem diye gitmemiş yani kısaca eğitimini aldığı mesleğini yapmak istemiş uğraşmış kendince yapamamış belki de yaptırmamış koşullar…
Lanet koşullar! Neden hiç bizim yanımız da olmazlar ki, Neden? Herkes mi dertliymiş dediğim an onla göz göze geldim bana doğru baktı birkaç saniye zaman durdu , o birkaç saniyede işte o anda sonsuzlukta kayboldum ve ben sonsuzluğunda bir sonu olduğunu işte o sonsuzlukta kaybolduğumda öğrendim… Sonsuzluğu elimden aldı o , hemen solumdaki ortanca sıraya hızlıca kadınların yanına geçti. Ama kadınlarla da yüz yüze gelmiyordu bana bakıyordu ara sıra bana bir şeyler anlatmaya hazırlanıyordu sanki ve başladı anlatmaya kadınlar da dinlemeye ama niye kadınlara bakmıyordu niye yere bakıyordu:
(O)-“Bana erkek”, dedi, durdu bir an, bana baktı bir an ve devam etti.”Erkek Arkadaşım bana coğrafya anlatıyor, benim erkek arkadaşım Coğrafya öğretmeni , anlatıyor anlattıktan sonra soruyor Duygu anladın mı? bir şey diyemiyorum anladım diyorum çocuk o kadar anlattı boşa gitmesin diye” , dedikten sonra hızlıca ve bana bakmadan benim oturduğum sıranın en önüne kendi sırasına geçti.
Amacına ulaşmış ve gözdağı vermişti ve artık sahipsiz olmadığını göstermişti o. Ben mi bense aşk dolu yaşamımda bana doğanın yeni sürprizler çıkarmasına açık, kollarımı iki yana doğru açtım ve geometri dersini anlamaya koyuldum. İyi dilekleriniz benim ve benim gibi milyonlarca insandan yana olsun. Bu yazıyı okuyan siz iyi insanlar , iyi olmak için emek sarf eden insanlar sizi çok seviyorum. Hayat sevince güzel , sevin ve sevdiğiniz insanlara sevdiğinizi söyleyin. Umudumuz sevgimiz kadar çok olsun. Yanınızda çok seven insanlar olsun, sevmek içimize aldığımız hava gibi bir kere içimize aldık mı elbet dışarıya veririz ve yanımızdaki insanlarda verdiğimiz sevgiyi istemese de içine alır. Seviyorum, aşığım, umutluyum, hayat doluyum, gülümsüyorum. Siz de gülümseyin 🙂