Bank ıslaktı, gözlerine inanamadı önce. Sonra bakınca farkına vardı yağmur yağmıştı ne zaman yağmıştı bir saattir yolda yürüyordu galiba. Bir anda aklına geldi ne kadar da güzeldi geçen yaz gittiği tatil. Kumu çok güzeldi gittiği yerin, oldu olası severdi kumu. Hem gündüz hem gece ayakları içine gömülürdü ya hani teslim olurdu sanki o an, tıpkı babasını toprağa teslim ettiği gibi. Kaşlarının ortasına düşen damla ayırdı onu geçmişten kızmıştı aslında o damlaya. Kükrer gibi ağzını açtı tüh gibisinden bir el hareketiyle bitirdi yakınmasını. gözleri banktaki damlacıklardaydı. “Keyif pezevengi” öyle derdi arkadaşları ona. Çok severdi böylesi yaz akşamlarını yağmur yağmış olması hiç birşeyi değiştirmedi. Teninde sıcak rüzgarı hissetmek yaprak hışırtılarıyla ortalığın cıvıl cıvıl hale gelmesi ve onu yıllar öncesine götüren o şarkı. Bankı izliyordu hala, nasıl oldu bilmiyordu ama bir anda oturmuştu. Hava iyice kararmıştı artık sokak lambası yanmıştı. Sonra onu fark etti, o da ona bakıyordu gözlerindeki güzellik korkuttu onu. Ama işte o şarkı… Kimin o şarkıyı sevdiğini hemen anlardı, hepsi aynı olurdu genelde. Kalp atışları sanki aynı şarkının ritminde atıyordu. Birbirlerine olan bakışları vücutlarından sonra bir anda gözlerinde buluştu. Dünya mı onların etrafında dönüyordu yoksa faturalar falan hepsi yalan mıydı? İkisi de ıslak banka oturmuş birer manyaktı belkide. Ama ortak bir olmalıydı kesin. emindi buna. Sokak lambası eteğinin altından gözüken pürüzsüz bacaklarına takıldı. O da ellerini gezdirerek onayladı bacağında ve birden ayağa kalktı. İşte o anda yüzündeki gülümsemeden anladı o şarkıyı biliyordu dinlemişti ve seviyordu. Kalkmasıyla dans etmeye başlaması bir oldu o ise hala oturuyor ve sallanan kalçalarını takdir ediyordu. Elleri dikkatini çekti ayakları gibi onlarda ince uzun parmaklara sahipti. Farketti ki o da kafasını sallıyordu eşlik ediyordu sadece iksinin duyduğu bu şarkıya. Gitarın her vuruşu onu daha çok ona yaklaştırıyordu. Döne döne yaklaştı banka ve kucağına nazik bir hareketle oturdu. Burun buruna göz gözeydiler nefeslerini üst dudaklarında hissediyolardı. Memeleri çok yumuşaktı, kadının ne kadar güzel ne kadar yerine birşey konulamaz bir varlık olduğunu hatırladı ve birbirlerini öpmeye başladılar. Dudaklarının birleşmesi onlara sanki beş saniye değilde beş saat gibi gelmişti, bu öpüşmede nefret de vardı aynı zamanda. Bu ikisinin öpüşmesi aşkla olmazdı zaten birinin dudağı diğerini başka dudakları öptüğü için kıskanırken öbürünün elleride bacaklarını başkasına okşatttığı için kıskandı bacaklarını. Bir oldular onları görenler iki kişinin öpüştüğünü göremezdi yek vücut bağımsızdı. Isırıklar dokunmalar ve fısıldaşmalar arka arkaya geldi. Kız bir anda kalktı kucağından adamın. Yüzündeki ifadeyi görğnce adam nerdeyse altına kaçırıyordu. Kızın heryeri titriyordu ve o hiçbirşey yapamıyordu. Sonu buydu biliyordu gözleri kan kırmızı elleri titrek göğüsleri hızla inip kalkıyor kendisi de kilitli kaldı öyle. Adamın gözleri bulandı bir anda siper alır gibi kendini bankın arkasında çimlere attı. Çimlerde ıslaktı. Kadın bir anda çantasını aldı eline ve içinden bir silah çıkardı. Gözleri yere bakıyordu artık korkulu şekilde. Kararlı bir hal aldığındaysa direk adama baktı. Sonra elindeki farketti adam kendine bir silah doğrultulmuştu. Niye neden demeye kalmadan bam vurdu adamı. Adamın gözünün önünden hayatı geçti ışık vs. falan gördü işte amk. Göz ucuyla avcuna baktı sımsıkı tuttuğu çimler elinde kalmıştı. Şarkıyı hatırladı kulağında hissetti gözünden akan yaşlar çimlere düşünce her yer kum oldu. Dudaklarında bir gülümseme belirdi. Yaz rüzgarı esti hafiften. Adamın tuhunu aldı götürdü.