Levazımât …
İç çekişlere gizlenen nefesler,
Kalbe her kırpılışında sekte veren gözler,
Baş koyulan dizler,
Sana hitabetiyle paha biçilmez sesler …
Soru yığınları arasında kayboluşlar,
Gitmeye hazırlananlara bağışlanan canlar.
Öfkeyle beyan edilen ünlemler
Ve bu ünlemlere içten içe eklenen olumsuzluk ekleri …
Git başımdan !
Git !
Giiit !!! (me)
Tarifini aşkın doğasına bırakmış
Bir adam vardır bu portrede …
Ve bir kadın.
Olmazsa olmazı aşkın.
Sözleşmeler vardır.
Planlar, programlar, sürprizler …
Yaşanacak onca yalandan habersiz verilen teminatlar …
Tabulaşmış kelimeler birer birer sıralanır.
Anlatılamaz mutluluklar.
Genzi yakan kokusu.
Sözlerin ithafına bağlı güven duygusu.
Kalbe sinsice çöken dumanlar.
Ve hüzün.
Değildir.
Hiçbiri lazım değildir.
Tek ihtiyaç, yalnızlıktır.
Yalnızlık …
Kafayı yercesine durgun.
Bakışlarını görmemecesine karanlık.
Sesini duymamacasına sessiz.
O olmamacasına aşksız,
Aşk olmamacasına onsuz.
O olmamacasına sensiz.
Sen olmamacasına onsuz.
Sen olmamacasına sensiz …