Biliyorum, kaleme alacağım makaleye konu olan, tek şoför haberini; birçoğumuz yazılı ve görsel basında: gördü, işitti ve okudu.
Okumayan için, önce haberi kısaca özetleyeyim.
İzmir´e gitmek üzere Mardin´den 40 yolcusuyla bir otobüs kalkar!
Yola çıkan otobüste tek şoför vardır.
Muavini yok.
Kliması çalışmaz.
Muavin olmayınca, elbette yolcuya hizmet veren de olmaz.
İşin garibi yolcu otobüsü üzerinde, firma adı ve amblemi de yok!
Aksiliğe bak!
Kör şeytan işi hep yokuşa sürüyor, 2 saatte kat edilecek yolu, bu kaptan 6 saatte kat etmiş ve bir rekoru kırmış.
Şaka gibi değil mi?
Hatırlayın, bu otobüs 40 yolcusuyla Mardin’den 1453 kilometrelik yol kat edecek, 16 saat 41 dakika sonra İzmir’e varacaktı.
Keşke matematik okusaydım.
Belki 2 saatlik yolu 6 saatte giden araç üzerinden, üniversite sınavı için sınav sorusu hazırlardım.
Neyse konuyu çok dağıtmayalım.
Ömer Seyfettin öyküsü lezzetinde başlayan hikâye Urfa’ya gelince ortalık karışmış.
Can güvenliği olmayan 40 yolcunun, aklı başına gelmiş.
Yolcular; önce şikâyetlerini direksiyon başındaki kaptana yapmış, sorun çözülmeyince polisi devreye sokmuş.
İyi de etmişler.
Mardin’ den İzmir’e1453 km yolu, bir şoförle git demek, al kardeşim kırk adamı, bir şarampole at demenin Arap(!)çası olmalı.
Bu haberi okuyunca, keşke dedim polise şikâyetçi olan şu yolcular, yakın olsa da onları tek tek tebrik etsem.
Hatta acı bir kahve ikram etsem de kırk yıl hatırı olsa.
Uygulamalı olarak gördük ve öğrendik ki bir otobüs bile tek bir şoföre emanet edilemezmiş…
Nereden mi anladım?
Nerden olsun, 40 yolcunun şikâyetinden sonra polisin kestiği cezadan.
Şikâyet üzerine olay yerine gelen polis; otobüste yaptığı incelemeden sonra, yolcuları haklı bulmuş ve 1453 kilometrelik yolu tek şoförle almayı ve yolcuların hizmet alımının taahhüdünü yerine getirmediği gerekçesiyle şoför ve firmaya 2 bin 900 TL para cezası kesmiş.
En kocamanından bir alkış da, kanunu tavizsiz uygulayan, Trafik polislerine…
Demek ki, uzun bir yolu tek şoförle kat etmek, yolcunun can güvenliğini tehlikeye atmak; yolcuya hizmet vermemek, yolcuya verilen sözü tutmamak, trafik yasasına göre suç!
Oleeey!
Vay canına nerden mi bildim?
Nerden olacak canım kardeşim, elbette kesilen 2 bin 900 TL para cezasın ) dan.
Şimdi hep birlikte bizde emniyet kemerimizi bağlayalım, oturduğumuz koltuğa sıkı sıkı yapışalım.
Niçin mi?
Niçin olsun, biliyorsunuz 81 milyon muhasır medeniyet yolcusu da tek kişiye emanet!
Üstelik hangi yöne gittiğimizi de bilmiyoruz!
Yol üstünde trafiği kontrol eden, ne trafik polisi, ne yol kontrolü yapan jandarma var.
Trafik levhası yok.
Firma, otobüsün üstündeki yazıları tek tek silmiş. Marş basmıyor, hız, hararet ve yağ göstergesi göstermiyor.
Araç içi aydınlanma bozuk.
Araç fenni muayenesi yapılmamış.
Lastikler kabak!
Kaporta dökülüyor.
Ve direksiyon başında ki şoför, fenni muayeneye girse, geçmeyecek bu araca, her şey tamam, dünya aracımızı kıskanıyor diyerek trafiğe çıkıp basıyor gaza…
Ehliyet ruhsat soran yok!
Seksen 1 milyon yolcu, yuaşamla ölüm arasınbeka sorunuyla karşı karşıya. Hepimiz bir olsak, Mardin’den İzmir’e seyahat eden 40 yolcuyu örnek alıp, otobüsü mü değiştirsek yoksa sürücüyü mü?