“Tutsak bir tenhada gece varsa,
Öfke kırmızı, öfke alevdir kahırda.
Karanlığı içine alacak bir nefes varsa,
Huzur turkuaz, huzur gökyüzüdür sabırda.”
Oysa iki avucunu birleştirerek öfkesi taşmasın diye büyük bir sabır ile kırmızıyı turkuaza çeviriyordu. Peki yeterlimiydi. Herşeyi güzel düşününce, güzel mi oluyordu ? Güzellik varsa, çirkinlik olduğu için var. Aydınlık şükretmeli karanlığa yoksa aydınlığınlığın ne anlamı kalırdı. Ateşi söndüren suya, suyu harlayan ateşe merhaba o vakit. Sabrı bize öğreten kahır iyi ki varmış.