Güneşe tutuldum. Hava durumum bazen ‘çok bulutlu’, bazen de ‘sağanak yağışlı’ uyarısını veriyor. Aynı zamanda sımsıcak esen, deli bir rüzgara kapıldım. Zıtlıkları yaşıyorum. Kapılarımı isteye isteye soğuğa açtım. Balkanlardan geldiği de düpedüz yalan, ben istedim ve sen geldin. Kapıya alacaklı gibi vurup kaçan deli gülüşler duydum. Gülüşünden bir parça koydun avucuma. Mevsim değiştirdim karşında. Yandım, dondum. Dondukça daha çok yandım. Yandım ve bir daha dondum. Çoğu zaman eksik hissettim kendimi. Çiçeksiz ve yağmursuz bahar oldum, ayaz olmayan kış geçirdim karşında. Sanırım epey bir eksik hissettim kendimi. Sahi her gün eksilerek yaşamıyor muyuz zaten?