sabahları erken kalkıyorum.hatta o kadar erken ki güneş bile uyanmamış oluyor daha.kim bilir belki de geceleri yıldızları yatağa atmaktan sabah gözlerini açıpta birkaç dalga yollayamıyor buraya.dedim ya işte güneş dalgaları karıştırıyor.yani anlayacağınız akşamdan kalma güneşi bekleyecez diye sabahtan kalan biz oluyoruz.neyse nazlana nazlana da olsa uyanıyor beyfendi.teşrif edip birkaç dalga da yolluyor.dalga dediysek ışın dalgası yani.aman diyim daha kadın nedir bilmemişken birde güneş dalgasıyla uğraştırmayın beni.dedim ya kadın nedir bilmeyiz muhallebi çocuğuyuz biz.o zaman bu dalga muhabbeti ne ayak lan derseniz ekinler baş vermeden kör buzağı topallamazmış işte.yaa anlamadın demi gördün mü dalgadan anlayan bir sen yokmuşsun.dalga geçiyorum lan işte.muhallebi çocuğuyuz dedik topuz demedik.olacak o kadar.
çok oyaladınız beni önce güneş sonra da sen, size laf anlatmaktan hayatımın içine etmeye başlayamadım henüz.uykuydu, tuvaletti, banyoydu derken ortalama yetmiş beş yıllık ömrümün elli yılını harcamışken geriye kalan 25 yılımında on yılını çalışarak geçirip hayatımın içine etmeye başlayamadım demek istiyorum.geriye kalan on yılıda çocukluk ve ihtiyarlıktan düşersek helaya harcadığımız zamanla yaşamaya harcadığımız zamanın denk olduğu bir dünya da ortaya tek bir şey çıkıyor.hayatımız bazı şeylerin içine etmekle geçiyor.kimi zaman kendi hayatının kimi zamanda helanın veya ne biliyim işte bir şeylerin içi sadece.