Müsait Olduğunda Beni Severmisin ?
Sabahleyin “artık git …seni görmek ,sesini duymak istemiyorum .” demiştim . Nereden bileyim bu sözlerimi ciddiye alacağını ..
Annem derdi ki “insan çok sevdiğini ,değer verdiğini yerden yere vurur ..onun canını acıtır …. Halbuki aslında acıyan kendi canıdır,yarasıdır . O an farkında değildir ama zamanla o yara kabuk bağlamaz ,hep açık kalır bir şekilde de hayatınızda o acı hep olur .. “
İşte şimdi de olan oldu ..
Sen gittin ….
Gitmekle kalmadın evimizin yaşayan ruhunu yani “sen’i “ de götürdün . Öksüz ,yetim bıraktın beni ..Kimsesiz kalmanın ne demek olduğunu bilmiyordum , işte şimdi çok güzel öğrettin bana
Çok acı bir şekilde öğrettin bana ..
Kurşun gibi oturdu yüreğime biliyor musun ?
Sesine alışmışım işte ..Nefesine …
Uykudayken sen , senin nefes alışverişlerini dinlemeyi severdim ,
Küçük küçük ,bir kedi gibi ufak nefesler alırdın ,sanki ilk defa görüyor gibi ,
seni tanımak ister gibi ,bir şey olacak gibi özlemle seyrederdim seni ..
Gülleri çok severdin ,özellikle kırmızı olanlarını ..
Kocaman yeşil gözlerinle bakarken bana , içlerinde kim bilir ne manalar saklıydı ama …
Ama ben anlamadım işte …Belki de anlamak istemedim.
Artık kırmızı gülleri sevmiyorum,
Diktiğin kırmızı eteği de,dansettiğin kırmızı pabuçlarını da..
Öyle yalnızım ki Eftelya ..
Gidişin yüreğimin ortasına kor bir ateş düşürdü ve hala o ateş de sönmedi .