Ne sandın? Sarfettiğim sözler laftan öteye geçemeyen basit cümleler mi?
Yanılma sakın güzel kadın! Dudaklarımdan dökülen her harf, aklımdan çıkıp kalbimde süzülerek duyulurdu kulaklarında, aklından süzülüp yüreğinde yer edinebilmek için.
Kaç kere takıldım yoluna döşediğin tuzaklara, kaç kere çarptım biliyor musun görünmez duvarlarına. İki adımda bir önüme çıkan yol ayrımlarına kaç kere aldırmadan devam ettim. Suratıma tokat gibi çarpan inançsızlığına rağmen kaç kere doğrulup ümitsizce inandım biliyor musun? Kırıkların nasıl batardı ayaklarıma attığım her adımda, gücümü kaybederdim, bazen umudumu ama bir tebessümüne hayat bulurdu ruhum. Kara bulutların belirirdi üzerimde, fırtınan savururdu beni geriye, yağmurun ıslatırdı. Kaçıp sığınmak, saklanmak yerine bir yere, ben göğsümü gere gere yürümeye devam ederdim sana, fırtınanın ardındaki güneşi görebilmek için. Geri dönüşüm yoktu, sana varışım meçhul yinede sığınmadım durgun sulu limanlara, ben rotamdan hiç şaşmadım. Ya seninle beraber tükenecekti ömrüm ya da seni bekleyerek. Anlıyor musun güzel kadın? Ben sana seçenekler sundum, kendime yalnızca iki tane… Seninle ya da sensiz, ben seni hep sevecektim…