Doğum günlerimizde mi? Değil! Bir yılın bitip diğerinin başlamasını havayi fişeklerle kutladığımız yılbaşlarında mı?Değil! Sensiz yapamam dediğimiz birini kaybedip Onsuz yaşayabildiğimizde büyürüz. Bizi dünyaya getirip üşümeyelim diye gece üstümüzü örten, açlığımızı,hastalığımızı kendine dert eden Annemize kilometrelerce uzak yaşayabildiğimizde büyürüz. Bize güvenli bir omuz, huzur sağlayan sevgilimizden ayrı kaldığımızda büyürüz. Çok kıymet verdiğimiz dostumuz
bize sağlam bir kazık attığında büyürüz kimseyi üzmek istemesek de birini üzdüğümüzde ve hatamızı farkettiğimizde büyürüz. Ailemizin bize sağladığı rahatı bir kenara bırakıp
kendimiz kazanmak istediğimizde büyürüz birileri ayağımızı kaydırmaya çalışırken yere daha sağlam bastığımızda ya da düşüp yeniden ve daha güçlü kalktığımızda büyürüz.
Bir söz bizi çok yaraladığında ama sırf bizi yaraladı diye intikam almayıp sakin kalabildiğimizde büyürüz. Bir söz ile birinin canını yaktığımızda ve bunu farkedebildiğimizde büyürüz. Özür dilemenin insanı yücelten birşey olduğunu kabul ettiğimizde büyürüz. Sırf doğru bildiğimiz şeyleri yapabilmek uğruna bazen dokuz köyden kovulmayı göze aldığımızda büyürüz. Sahip olduklarımızla olduğumuz kişinin aynı şey olmadığını öğrendiğimizde büyürüz.
Yaşamanın öylesine bu dünyadan geçip gitmek olmadığının ayrımına vardığımızda ve kalıcı izler bırakmayı gönülden istediğimizde büyürüz. Susmak gerektiğinde konuşmamayı, konuşmak gerektiğinde de susmamayı bildiğimizde büyürüz.
Kimi ve neyi sevdiğimize ,nerede ve kiminle yaşamak istediğimize, ne yapmak istediğimize kendimiz karar verdiğimizde büyürüz. Bir hayatı/hayatları renklendirebildiğimizde yada birilerinin rengimiz olmasını istediğimizde büyürüz. Yükseldiğimizde şımarmamayı, ve düştüğümüzde ağlamamayı öğrendiğimizde büyürüz.
Düştüğümüzde yeniden kalkacak gücü kendimizde bulduğumuzda büyürüz. Şimdi hatırlayın hangi doğum gününüzde büyüdüğünüzü hissettiniz gerçekten. Hep bir hayret ve hadi ya bilmem kaç mı oldum ben şimdi hissini duydunuz değil mi? Ya ilk aşkınız,ilk dost kazığı, annenizi, babanızı, yakınlarınızı kaybettiğiniz bir gün, terk edildiğiniz gün terk ettiğiniz gün, ilk işiniz yada işsiz kalışınız, askerlik belki uzak ülkeye eğitim/iş için gidişiniz, pişmanlıklarınız? Hangisi daha çok büyüttü sizi?