Çok şey borçluyum sana. Her şeyden önce, bugünkü halime gelmemden, iyi bir şeyler hissedebilmemden sen sorumlusun. İçimde iyiye dair ne varsa, hepsi senin eserin. Ne zaman iyi bir şeyler yapmak istesem, insanlık adına; biliyorum ki bu senin bana kazandırdığın bir duygu. gökyüzüne baktığımda sadece bulutları değil, ardındaki güneşi, ayı, yıldızları da görebiliyorum. Senin sayende. Bugün birçok kişi “insan” maskesi takarken, sen bana insanlığın ne olduğunu, insanın neye benzediğini gösterdin; senin sayende farkına varabiliyorum. Bugün bir çocuk gördüğümde, içimden kendi çocukluğuma dönmek geliyor. Nedenini tam bilmiyorum ama seninle olan günlerime dönmek istiyorum sanırım. Benim için en güzel günlerdi. Sana “anne” derdim, hatırlar mısın? Benim için bir öğretmenden ibaret değildin. Sen benim, kendimi oluşturmamda, evreni algılayış biçimimi oluşturmamda en çok etkisi olan kişisin. Bana hiçbir zaman şeyleri sadece öğretmedin, bana kendimi ve şeyleri anlayabilmem, onlara ulaşabilmem için kendi yollarımı nasıl yaratabileceğimi gösterdin. Sen, bana kendinin, ne olduğunun farkına varabilmek gibi bir seçkinliği kazandırdın. İnsanlar birbirlerinin üzerinde tepinirken, birbirlerini çarmıha gererken her gün, ben her gece düşünüyorum, bu olanlar ne, niye… Bana bunları sen kazandırdın. Bana öğretmedin, bana düşüncenin gücünü ve düşünebilmenin gerekliliğini kavramamda yardımcı oldun. Bana beynimi büyütürken, kalbimi de büyütmem gerektiği gerçeğini aşıladın. Seni seviyorum. Bana kazandırdıkların için değil, hayatımda yer aldığın ve her zaman da alacağın için. Seviyorum…