Allah’ın kelamı ilk vahiy si Oku! Rabbinin adı ile ne de güzel bir söz değil mi Allah oku diyor oku ki öğrenebilesin oku ki gerçeği görebilesin, oku ki hidayete eresin. Peki hangi birimiz okuyoruz bu yüce kitap ı?
Kendimi bu yazıda övmeyeceğim veya her gün Kuran okuduğumu söylemeyeceğim bu yazıda. Bazı şeylerin bilincine vardığımı söyleyeceğim sizlere. Geç olsa da zamanın ne kadar kıymetli ve önemli bir hazine olduğunu keşfettiğimi 17 yaşında bir gencim ve zaman akıp gidiyor farkındayım artık.
Dünyevi şeylerin o kadar oyuncağı olduk ki artık bazı şeyleri göremiyoruz zaman ayırmıyoruz her şey bize normal geliyor değiştik, değiştirildik eski aile terbiyesi yok bir çoğumuzda artık annelerimiz babalarımız bile evlenme programı izliyor olmuş bütün işleri bırakmış oradan dedikodu yapar olmuşlar hiç tanımadıkları kişiler için. Nasıl bir hale geldiysek artık bu tarz şeyler bize doğal geliyor peki biz nasıl gedik bu hala nasıl oldu da değiştik bu kadar?
Bilmiyorum ama bildiğim dünyevi zevklerin kurbanı olduğumuzdur bunu kendim için de söylüyorum çünkü film ve oyun oynayarak geçiyor günüm bir dönüp ben ne yapıyorum bütün gün demiyorum. Ne namaz kılıyorum ne de yatmadan önce Rabbime dua ediyorum günüm filmlerle müziklerle internetle geçiyor ama farkındayım.
Bazen sokağa çıkıyorum kulak kesiyorum etrafa ufacık çocuklar ağza alınmayacak küfürler ediyorlar gayet normal sanki , bazıları örneğin gözlük taktığım için laf atıyor “4 göz” nidalarında cinsel konular ilkokul a giden çocuklara kadar inmiş duyuyorum görüyorum. Ve dünyevi hayat için koşturuyor olmuş insanlar daha fazlası için daha iyi bir araba için daha iyi bir ev için daha iyi bir oturma odası için o da yetmediyse dünyada tabusu bulunan arkadaşlar 2.Ev 2.Araba için didiniyorlar hatta dinin yasak ettiği faiz alarak yapıyorlar bunları.
Çocukluğumda hiç küfür etmediğimi melek gibi bir adam olduğumu iddia etmiyorum tabi ki biz de o zamanlardan geçtik derler evet ama bu kadar değildi hani ? Öğretmene, büyüklere saygımız vardı bizim bir laf söz söyler diye korkardık alınırdık saygı duyardık.
Zaman akıp gidiyor ve biz bazıların istediği gibi hayat sürüyoruz kimi arkadaşım gerçekten dinden kaçtığı ve bir yol aradığı için Allah’ı ret ediyor ve bu ret etmeyi yaparken de kendine tutunacak bir dal arıyor (bknz : Evrim) ve haklı olduğunu ikna ediyor kendine. Bazılarımız dini ve Allah’ı kabul etse bile Kuran’ı okumuyor her yere küfürler saçıyor yoldan geçen bayana 20 tane laf atıyor ama sorunca Elhamdülillah Müslümanım diyor. Benim dahil olduğum grup ise korkuyor gerçeği biliyor ve elinden geldiğince dini vazifelerini yapmaya çalışsa da dünyevi zevkler daha ağır bastığı için namazdan uzak duruyorlar. Bazı arkadaşlarımda var (çoğunlukla belirli bir gruba-vakıfa üye) gerçekten dini vazifelerini yerine getiriyor yok yazılma pahasına Namazını kılıyor ve dinini gerçekten yaşıyor diğer gruplar ise bu insanları hem kendileri dini görevlerini yapmadıkları için dışlıyor aşağılıyor gerici diyor hem de onları küçümsüyorlar. Bilmiyorlar ne kadar aptal ve cahil olduklarını.
39. (Şeytan) dedi ki: Rabbim! Beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlar için mutlaka süslemeler yapacağım ve onların tümünü kesinlikle azdıracağım.
40.İçlerinden riyaya sapmamış samimi kulların müstesna! (15.El-Hicr)
Tolstoy Din Hakkında şöyle diyor :
“Tüm insan toplumlarının hayatında din, zamanla gerçek anlamından sapmış; kendinde bu anlamdan eser kalmayıncaya kadar bu sapmasına devam etmiş; sonunda katılaşarak, halihazırdaki yerleşik biçimlerini almış ve bu noktada, insanların yaşamlar üzerindeki etkisi olağanüstü azalmıştır.”(Din Nedir?)
Tolstoy burada dinin gerçek anlamından sapmasıyla dine daha sonra eklenen veya bazı dini kişilikler tarafından ayetlerin yanlış yorumlanmasından (bilerek veya bilmeyerek) kaynaklandığını söylüyor.
Daha sonra ekliyor :
“Var olan dinsel öğretiye artık inancı kalmayan okumuş azınlık, bu dönemlerde sadece inanıyormuş gibi yapar, çünkü kitleleri yerleşik yaşam düzenine bağlamak için, bunu gerekli görürler. Kitleler, tembellik yüzünden yerleşik din biçimlerine sarılsa bile, onların yaşamlarına artık dinsel düzenlemeler değil, gelenek, görenek ve devletin yasal düzenlemeleri yön verir.” (Din Nedir?)
Yani yazdıklarımın hepsinden sonra şunu söylemek istiyorum, oturun ve düşünün perdenizi sonuna kadar açın ve gökyüzüne bakın düşünün gerçekten bu dünyaya geliş amacınızı, gerçeğin ne olduğunu bu muhteşem eserin kaynağını düşünün. Ve Allah’ın bizler için göndermiş olduğu Kuran’ı açın ve okuyun.
el-BAKARA : 164. Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri peşinden gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah’ın gökten indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için (Allah’ın varlığını ve birliğini isbatlayan) birçok deliller vardır.
Bilgi : Acemiliğime verin konudan konuya atlıyor ve sıra dizisini takip etmeyip başka konular hakkında da yorum yapıyorum biraz karışık ve karmaşık bir yazı olmuş olabilir ama aklıma bir şeyler geldikçe eklemek zorunda hissediyorum kendimi metin ana konudan uzaklaşıyor haliyle.