”Burası bizim değil,bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi.”
Ölmek, nefes alamamak, dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkmak. Gömülmek…Karanlığa örtünmek…
Ne kadar korkunç bir şey. İşte her gün bu korkunç şey ile karşı karşıya geliyoruz. Hemen hemen her gün okuduğumuz gazetenin manşetinde bir facia ile karşılaşıyoruz. Ölenler, öldürülenler ve bunların çoğu da çocuklar. Hiçbir günahı, suçu olmadan ölen çocuklar…Pamuk şekeri kokan çocuklar…Hayalleri gökyüzünde bir uçurtma misali olan çocuklar…
Çocukların hayal edecekleri tek şey gelecekleri olmalı. Öğretmen olmaya dair,doktor olmaya dair, mühendis,avukat olmaya dair… Hayal etmeleri gereken nasıl ölecekleri olmamalı. Ama onlar ölüyor. Bir kurşunla, bir gaz bombasıyla pisi pisine bir hiç uğruna ölüyor. Onların temiz, güzel çocukluklarını ahmak ayaklar ezmemeli. Buna izin vermemeliyiz. Çocuklar gibi ağabeyleri de öldürülüyor bu ülkede. Nice Aliler,Mehmetler öldürüldü…
Bu ülkede öldürülen kişiler bizim de çocuklarımız, bizim de ağabeylerimiz… Karşı gelmeliyiz,direnmeliyiz,kimsenin artık öldürülmesine izin vermemeliyiz.Annelerin gözyaşı dökmelerini engellemeliyiz. Bunu hep beraber yapmalıyız…Gücüm olsa tüm insanları bilinçlendiririm,beyinlerindeki öldürmek,vurmak adına her şeyi yıkardım. Hepimiz; tüm insanlık kardeşçe,barış içinde yaşamalı kanımca…
Aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar;
Ya ölmeli cellatlar, ya da hiç doğmamalı çocuklar.
Hakan KANATLI. 03.06.14