Öyle Zor ki Onu Sevmek…
İçimde Ona Ait Şeyleri Sığdıramamanın Çaresizliğini Yaşıyorum…
Nereye Baksam Ondan Bir Mezar Görüyorum…
Kiminin İçinde Anılarım, Kiminde Hayallerim, Kimindeyse Düşlerim Yatıyor…
Sevdam Sızım Sızım Sızlıyor Ellerimle Uçurumlar Arasında…
Yüreğim, Yüreğim ki İçine Saklı Denizler Almış…
Akşam Alacası Gözlerim…
Bakışlarımda Taşıdığım Ömrüm ve Ömrüme Sığdırdığım Acılarım Var…
Çıkmaz Bir Sokakta Boğuk Feryatlar Savuruyorum Göğe…
Mesafelere Hayalden Köprüler Kurup, Ahh Mesafeler Diyorum Sessiz Bir Şekilde…
Gözlerimi Açıp, Kollarında Uyunmayı Hayal Ediyorum Sanki Yanımdaymış Gibi, Kokusunu İçime Çekiyormuş Gibi…
Kokusu Oluyor Gökyüzü…
Gözlerinin Rengi Oluyor Kalbim…
Çok Özledim Onu…
Nasıl Anlatsam Bilemiyorum…
Hangi Kelimeyle Anlatılabilir İçimdeki Ağır Hasret Kokusu?
Kalbimi Acıtıyor Yokluğu…
Ağır Bir İz Bırakıyor Tenimde…
Onu Unutamamış Olmanın Ağırlığı Vuruyor Kalbime…
Sancı Gibi, Bıçak Saplanır Gibi, Vuruyor Orta Yerine Kalbimin…
Bahtsız Bir Hayat Benimki…
Bazı Şeyleri Bilmeden Yaşayabiliyorum da, Bildiklerimin Yoksunluğu Ağır Geliyor Omzuma…
Her Gün, Her Gece Usanmadan…
Sıkılmadan…
Bıkmadan Hep Aynı Şarkıda Ağlıyorum…
“Varsın Eller Gönül Yarası Kapanır Sansın,
Kabuğun Altında Sevgili Sen Kanayansın”…
Hiçbir Şey Algılamıyor Yüreğim…
Bildiğim Tek Gerçek, Bildiğim Tek Doğru O…
Ona Uzanıyor Her Gökkuşağının Renk Karmaşası…
Bedenimin Her Yerinde Hissettiğim Acı Yavaş Yavaş İçimi Kemiriyor…
Gülüşlerim Yüzümde Donmuş…
Onsuzluk Gözyaşı Olup Akmış Gözlerimden Yüreğime…
Artık Onsuzluğun Acısı Yaşatır Olmuş Beni…
Sağ Yanım Hüzün…
Solumda Yalnızlık…
Bekledim…
Hep Bekledim…
Gelecekti…
Tüketecekti Hepsini…
Ben Yeniden Sarılacaktım Hayata…
Ama O Gelmedi…!
Uykusuz Gecenin Ortasında Düşlerim, Düşüncelerim Ona Tutsak…
Her Şeyi Kabullenmem Çok Zor Ama, Biliyorum Yeni Bir Sabaha Güneş Yine Ayrılıkla Doğacak…
Titreyen Dudaklarımdan…
Usulca Dökülen Gözyaşlarımdan…
Sessiz Geçen Gecelerimden…
Hep Onu Anlatan Şiirlerimden Yorgunum…
Öyle Yoruldum ki Her Yeni Doğan Güneşle Yüzüme Mutluluk Maskesi Takmaktan…
İyi Değilken Bile “İyiyim” Demekten…
Yüreğim Kan Ağlarken Yüzümden Tebessümleri Dökmekten…
Öyle Zor ki Denizlerin Ötesinde Bir Hastane Odasına Hapsolmak…
Onu Bir Kez Daha Göremeden Öleceğimi Hissetmek…
Öyle Zor ki Gecenin Mateminde Hayaliyle Avunmak…
Işıkların Arkasında Güneşi Aramak…
Karanlıktan Çıkacak Ebedi Güneşi Beklemek…
Mutluluk Yağmurunu Avuçlarımla Yakalamaya Çalışmak…
Öyle Zor ki Onun Hasretiyle Dolmak…
Dolup Dolup Taşmak…
İçimde Volkanlar Patlarken Sükunet İçinde Gün Doğumunu Beklemek…
Her Sabah Yeni Bir Çaresizliğe Uyanmak…
Merhaba Demek Gelen Yeni Acılara…
Öyle Zor ki, Yaşamın Katlanılmaz Oyunlarına Tek Başıma Katlanmak…
Nereye Doğru Yürüdüğümü Bilmeden, Onca Kedere ve Üzüntüye Rağmen Hayata Devam Etmek…
Öyle Zor ki Onu Sevmek…
Onsuzken Bile Onu Yaşamak..
Onu Severken Yavaş Yavaş Bitmek…
Tükenmek…!
Öyle Zor Bir Yerde Bıraktı ki Beni…!
Kış İle Yaz Arasında…
Çok İle Az Arasında…
Git İle Gel Arasında…
Hayır İle Evet Arasında…
Gündüz İle Gece Arasında…
Cümle İle Hece Arasında…
Göz İle Yaş Arasında…
Sevgi İle Nefret Arasında…
Ölüm İle Kalım Arasında…
Gözyaşlarımı Sıkıştırdığım Karanlık, Hayallerimin Dipsiz Kuyularında Derinleşerek Çığ Gibi Büyüyor…
Nehirlerden Hüzün Akıyor…
Bulutlardan Hasret Yağıyor…
Demet Demet Hüzün Gülleri Topluyorum Geceden…
Dikenleri Avuçlarıma Batıyor…
Hepsi Biraz “O” Kokuyor…
Biraz Hüzün Kokuyor…
Hani Açsa Ağzını Yüreğim…
Bir Açabilse…
Dökülecek Belki Hece Hece…
Büyük Bir Gürültüyle Diyecek ki;
“Yeter!
Yeter!
Bırak Peşimi Arsız Hüzün”…!
Fırtınamdı O Benim…
O Estikçe Ben Titrerdim…
Bir Düştü Onunla Yaşadığım…
Bir Düşüştü…!
Onu Düşledikçe…
Onu Özledikçe Düştüm…
Düştükçe Daha Çok Düşledim…
Düşledikçe Derinime İşledi Düşüşümün Yaraları…
Yaralandıkça Daha Çok Düşledim…
Düşledikçe Daha Çok Yaralandım…
Kader Mahkumu Diyorum Artık Kendime…
Hayatın Tadını Çıkaranlara İmreniyorum…
Yaşamak Istiyorum Doya Doya…
Olmuyor…!
Neye Koşsam Kaçıyor Benden…
Neye Uzansam Alıyorlar Elimden…!
Dertlerimle Başbaşa Bırakıyorlar Beni…
Hayatın En Acımasız Sahnelerinde Oynatıyorlar…
Her Anı Istırap Dolu Görünen Bir Maske Giydiriyorlar Bana…
Dilimi Kelepçeliyorlar…
Konuşamıyorum…!
Anlatamıyorum Kimselere…
Her Şeyden Geçer Oldum…
Bir Şeyleri Yolun Sonuna Bırakmak Zor Geliyor…
Ciğerlerimi Yırtıyor…
Öksürüyorum Atmak İçin…
Olmuyor…!
Damarlarımda Baygın Baygın Geziyor Alyuvarlarım..
Arada Birde Kalbime Uğrayıp Acıtmayı Unutmuyor…
Ve Aklımdan Hiç Gitmiyor…
Biraz Olsun Ara Vermeksizin…
Hiç Acımaksızın Kan Ağlatıyor Gözlerime…
Ağlıyorum Sabahlara Kadar Tıpkı Çocuklar Gibi…
Ama Hiç Ses Çıkarmadan İçime Boşaltıyorum Gözlerimden Akacak Yaşları…
Sebepsiz Yere Ağlar Gibiyim…
Ne İçin Yıprandığımı Bilmiyorum…
O Kadar Çok Şey Var ki Üzerine Bulutları Örtüp Yağmurlar Gibi Boşaltmaya Çalıştığım…
O Kadar Çok Şey Var ki Acıların Burukluğunu Gözlerime Taşıyıp Karşımda Nemlendiren..
Öyle Dolu ki Hayatım Kimsenin Kaldıramayacağı Izdiraplarla…
Kaybolduğum Yolda Beni Bırakıp Gideni Bekliyorum Hıçkırıklarla…
Yokluğu Kadar Hissediyorum Varlığını…
Beni Hissettiği Kadar Yoruluyorum Onu Sevmekten…
Çırpındıkça Batarken Umursamazlığının Denizinde…
Sonunu Görüyorum Başlayamadığım Sevdanın…
Haykırıyorum Onu Sevdiğimi Susarak…
Hiçbir Yere Ulaştıkça Daha Bir Seviyorum Onu…
Bir Çığ Altında Kalıyorum Onu Gördüğüm Her Rüyadan Uyandıkça…
Okuduğum Her Du’a Kadar Savunmasız Kalbim…
Dönüşü Olmayan Bir Yolun Son Durağında İndirdim İçimde Biriktirdiğim Sevgi Sözcüklerini…
Artık Son Sözlerini Söylüyor Hayat…
Son Kozlarını Oynuyordu Mutluluğa Karşı….
Hayat Soluksuz Bırakıyor Beni Her Dakikasında…
Düğümlenmiş Boğazımdan Yutkunmak Bile İşkence…
Artık Daha Kısa Nefesler Almaya Başladım…
Öyle Rahatsız Ediyor ki Kalbim Beni, Her Şey Dengesiz Etrafımda…
Her Şey Bulanık…
Şimdi Daha da Karanlıktayım…
Hiç Bir Şey Bir Anlam İfade Etmiyor Bende…
Bir Şey Var Gözlerimin Önüne Bir Çığ Gibi Düşen…
Bir Şey Var Hayatımın Üzerine Kefen Çeken…
Ne Olduğunu, Bana Bunları Neden Yaptığını Söylemeyen Bir Şey…
Acılar…
Hayatımı Sonsuza Uzanan Istıraplarla Bütünleştiren Acılar…
Hayatın Acımasız Pençesine Yakalandım…
Dertlerin Kızgın Ocağında Yanıyorum Her Gün…
İçimde Bir Kurt Var Yeyip Bitiriyor Ömrümü…
Acı Çekiyor Damarlarım Manasız Bir Zehirle…
Öylesine Coşuyor ki Hicranlı Gecelerimde…
Delicesine Dolanıyor Damarlarımdaki Nikotinle…
Kan Ağlatıyor Bedenime…
Ne Oluyor Bana Allah’ım…!
Hiç Bir Şey Yokken Ağlamaklı Oluyor Gözlerim…
Kızıyorum Her Şeye…
Herkese…
İçimde Ne Var?
Neden Acı Çektiriyor Bana?
Umutsuz Hayallerin Son Durağındayım…
Hüzün Yağmurları Yağıyor Yine…
Sele Kapılan Düşlerimle Boğuluyorum…
Elimden Tutup Kurtaracak Birini Arıyorum…
Sürüklenip Gidiyorum Bilmediğim Diyarlara…
Gidiyorum Uzaklara…
Hayallerime Kapanan Kapıları Yokluyorum…
Olmuyor…
Ne Yapsamda Açamıyorum…
Halsiz Vücudum Tükenmiş Gücüyle Vuruyorum…
Çok Yoruldum…
Ne Yapsam da Dinlenemiyorum…
Üzerimde ki Yükü Kaldıramaz Oldum…
Öylesine Büyütüyorum ki Herşeyi Gözlerimde…
Kaldıramıyorum Şu Yalan Dünyanın Anlamsız Yükünü…
Her Bir Yanım Elem…
Gözlerim Nemli…
Tutunacak Bir Dal Kalmadı Artık…
Acılar İçime Kök Saldı…
Tatlı Bir Gülüşe Muhtacım Artık…
Oysa ki Ben Ondan Mutlu Bir Hayat İstemiştim…
Mutlu Bir Yaşam İstemiştim İlelebet…
Bir Damla Sevgi Dilenmiştim…
Ben Onu Gerçekten Sevmiştim…
Onunla Mutlu Bir Hayat Yaşayamazmıydık?
Bağlanamazmıydık Bir Birimize Sımsıkı?
Neden Yaptı Bunu Bana?
Neden Kıydı Bu Cana?
Ona Olan Güvenimi Neden Kırdı?
Sevgime Neden Kin Besledi?
Neden Umut Işığımı Söndürdü?
İstediğinde Koşa Koşa Gitmez miydim Yanına?
Tutmazmıydım Ellerini?
Sarılmaz mıydım Boynuna?
Kendi Rüyalarımızda Uyanmaz mıydık?
Çok mu Zordu Beni Sevmek?
Beni Gerçekten Ben Olarak Kabul Etmek?
Bu Kadar Kolay mıydı Beni Bir Kalemde Silmek?!
Ona Olan Tüm Sevgimi Öldürmek?!
Başaramadım İşte…!
Bir Türlü Anlatamadım Ona Bende ki Onu…
Bir Türlü İspat Edemedim Onsuzluğun Beni Öldürdüğünü…
Diri Diri Toprağa Gömdüğünü…
Suçluyum…!
Bir Türlü Anlatamadım Bende ki Onu…
Gösteremedim Adının Yüreğimde Ne Kadar Büyük Yer Kapladığını…
Gecelerimin Onsuz Sessiz…
Hüzün Yüklü…
Hazin Olduğunu…
Ayların, Günlerin, Saatlerin, Dakikaların Onsuz Bir Anlamı Olmadığını…
Aşıkların, Sevgililerin Hiç Bir Anlam Taşımadığını…
Adı, Tarifi Yok İçimde ki Acının…
Miktarı Yok…
Ölçülemez Hiç Bir Şeyle Onsuzluğum…
Yeri, Zamanı Yok Onu Sevmenin…
Direndim…!
Ondan Gitmek İstedim…
Yıkılan Umudum, Kırılan Gururum İçin Ne Çok Gitmek İstedim Ama, Yüreğimin Ayakları Ağırlaştı, Gidemedim…!
Acıyan ve Kanayan Benim Yüreğimdi, Acıtan İse Oydu…
Sevmek İçin Ona İhtiyacım Var…
Anlamaz Yağmurlar Kimsesizliğimi…
Beni Bir Tek O Anlar…
Eğer ki O Anlamazsa Beni, Başka Kimseler Anlayamaz…
Çünkü Ben Onda Doğdum, Onda Batacağım…
Sadece Onun Yağmurlarında Islanacağım…
Onunla Birlikte Gökkuşağını Kucaklayacağım…
Güneşiyle Her Gün Yeniden Doğacağım…
Eğer O Giderse Ben de Yok Olacağım…!
Dayanacak Gücü, Sabrı Yok Yüreğimin…
Dayanamıyorum Kurtarsın Artık Beni Kendinden…!
Bir Tek O Anlasın Beni…
Bir Tek O Duysun Çığlığımı…
Hazan Mevsimine Benzetmesin Beni…
Dünlerin Acımasızlığında, Yarının Olmayışında Yitiriyorum Her Şeyi…
Yürek Şehrimin Her Köşesinde Ondan Bir Anı Var…
Yürek Şehrimin Her Odasında Onun Kokusu Var…
Dayanamıyorum Buna…!
Kurtarsın Beni Kendinden…!
Onunla da Onsuz da Yapamıyorum…
Düşünme Yetimi Yitirdim Artık…
Hiçlikteyim…!
Kurtarsın Beni Kendinden…!
Hayallerimin Kırıklarını Toplayan Yastığıma Bıraktım Artık…
Kanatıyor Düşlerimi Kesikleri…
Uykusuzluğuma Batıyor…
Yanaklarımda Hastalığın Soluk Rengi, Gözlerimde Yıldız Kırıkları…
Uzandığımda Tutacağımı Sandığım “O” Oysa Hiç Olmamış Bende…
Ne Kadar da Kolaydı Aşk Onun Gibilere…
Onlarcasına Seviyorum Demek…
Elini Eline Sürmek…
Nefesini Nefesine Düğümlemek Ne Kadar da Kolaydı…
Oysa Aşk, Biniyle Bir Defa da Ölmek Yerine Onunla Bin Defa Ölmekti Bende..!
Hele ki Adı Aşk’sa…
Hele ki İmkansızsa…!
Şimdi Umutlarım Varılmaz Uçurum Diplerinde…
Karanlık Mağaralarda Hayallerim…
O Blmese de Yüreğindeyim Yüreğimin Yangınıyla…
Hayatımın Son Demindeyim Belki Son Haykırışlarımla…
İçimdeki Tarifsiz Acıyı Anlatmak Mümkün Değil…
Onsuzluğu Ona Anlatmak İse İmkansız…!
Aslında Onsuz Hayatımda Bile Her Şeyin O Olduğunu Anlıyorum…
Yemek Yesem Aklımda…
Uyusam, Yürüsem Aklımda…
Yağmurda Bile O Var…
Hayatımın Her Deminde,
Bedenimin Her Hücresinde O Var…
Atamıyorum Onu İçimden..
Söküp Fırlatamıyorum Bir Kenara…
Yokluğuna Alışmak Zor…
Onsuz Yaşamak Çok Zor…
Onsuz Bir Ömür Çürütmek Bir O Kadar Acı…
Gittiğinden Beri İki Kalp, İki Ruh Taşıyorum Bedenimde…
Ağırlığında Eziliyorum Aşkın…
Ellerim Hala Ellerinin Kokusunu Taşıyor…
Gülüşlerinin Saklandığı Resmi Gözyaşlarımla Islanıyor…
Ey Rüzgar…!
Eğer Deli Sevdamın Şehrine Gidersen…
Onun Şehrinde Deli Deli Esersen…
O’na De ki;
Sevdalar Yaşanmasa da Birlikte, Yaşıyormuş Gönlünde Gönlünce…
Ellerimde Olmasa da Elleri, Ellerinin Sıcaklığı Avuçlarında Saklıymış…
Her Ne Kadar Çaresiz Olsa da, Merhemi Olmasa da Yarasının, Hayallerle Yetinmek İçin Varmış Dünyada…
O’na De ki;
Seni Çok Seviyormuş…
Çok Özlüyormuş Seni…
En Olmayacak Yerde, En Olmadık Düşlerde Buluşuyormuş Seninle…
Ömrüne Sığdıramayacağı Sevgisini Küçücük Yüreğinde Dünyalara Bedel Yaşıyormuş…
O’na De ki;
Yazacağın Tek Bir Cümlene, Bir Kelimene, En Önemlisi de Senin Sevgine Muhtaçmış…
O’na de ki…
Onu Hep Düşlerimde Yaşatacağım…
Sessizliğimde Avaz Avaz Adını Bağıracağım…
Onu Her Özlediğimde Bir Hasret Mektubu Gibi Gözlerine Sığınacağım…
O’na De ki;
Gelmezse Bahar Asla Gelmeyecek Bu Kente…
Hiç Kesilmeyecek Yağmur…
Bulutlar Hep Gri Olacak…
Rüzgar Hep Soğuk Esecek…
Aşka Dair Her Şey Onunla Beraber Gidecek…
Ne Renkler Parlayacak, Ne Çiçekler Açacak…
Yorgunluk Tüm Bedenimi Saracak…
O’na De ki;
Tutsun Ellerimden Hayallerimizi Tekrar Kurmak İçin…
Yarınlara Beraber Uyanmak İçin…
Gidecek Yerimiz Kalmadığında Birbirimizde Kalmak Zorunda Olduğumuz İçin…
Beraber Uuyuyp Beraber Uyunmak İçin…
O’na De ki;
Son Bir Kez Sarılsın Bana…
Kollarında Yaşatsın Gelmeyecek Yıllarımızı Hiç Ayrılmamacasına…
Son Bir Kez Öpsün Doyasıya…
Nefesini İçimde Hissedeyim…
Sıcaklığın Düşsün Tenime…
Bakışların Değsin Gözlerime…
Son Bir Kez Konuşsun Benimle…
Son Bir Kez Uzatsın Ellerini Bütün İçtenliğiyle…
Son Bir Kez Yürüyelim Yan Yana…
Son Bir Kez Baksın kahverengi Gözlerime…
Son Bir Kez Gözlerinin siyahı Karışsın Gözbebeklerime…
Verirken Son Nefesimi Cesaret Gelsin Yüreğime…
Son Bir Kez Bakayım Gözlerine…
O’na De ki;
Gelmeyecekse Eğer, Üflesin Karanlığa Yaktığım Kandillerimi…
Son Kez Tutmayacaksa Üşüyen Ellerimi, Dudaklarıma Sürsün Ayrılığın “O” Kokan Zehrini…