Kim bilir ben kaçıncı “ne olur gitme” diyen kişiyim. Her söyleyen kişiye bir mezar bırakmıştır giden. Ve öyle bir mezar ki dört duvar yalnızlık. Gidişleri aşk izleri bırakır. Kalanın çırpınışları kendi içinde dev dalgalar oluşturur önceleri yalnızlığın ayak seslerini duydukça. Her hissedişinde aslında kendi benliğinin farkına vardığını ama bunun çok acı verici olduğunu görüp elinde olmadan sarılır “ne olur gitme”lerine. Belki döner umudunu asla yitirmez kalan kişi. Yalnızlık ilk başlarda korkutucu yüzünü gösterdiği için inanmak istemez yalnız kaldığına yada onun bırakıp gittiğine. Zamanla insanın hayatının en sağlam kolonlarini yalnızlığın o muhteşem betonunun harcından yapıldığını ögrendikce aslında çoğu ayrılığın bizi kendimiz olmamıza vesile olduğunu görür zaman geçtikçe.