Taklitten ibaret bedenler…
Bedenlerin içinde birbirini tekrar eden emeller.
Emeller elde edildiğinde…
Taklitten ibarettir bedenler. Bedenlerin içinde birbirini tekrar eder hep emeller. Elde ettiğinde beden emeli, bir duygu sarar ruhu.
Taklidi yaşar, ruhu.
Yaşayan ruhudur, taklidi.
Ruhudur yaşayan.
Duygular öğrenilir. Öğretilir.
Öğrenilen her şeyin kopyası yapılabilir.
Duygu, başka bedenlerde başkalarının…
Duygu, başka bedenlerde kendinin…
Öğrenilen her şeyin kopyasını yapmayı sağlayan güdüyle yüzyıllar, insanlıklar, krallıklar, aşklar, çocuklar, çocukluklar…
,
Duygular öğrenilir. Birden fazla aynı sıfata haizi alırsan hayatına, tekrar eder o sıfatta o his zorunluluğu.
“his zorunluluğu”
Birden fazla anne edinmediysen bi tanedir. Nefretin veya sevginle…
Veya her neyse.
Ölçüp tartamazsın.
Karşılaştıramazsın.
Deneyemezsin.
Tahmin edemezsin.
İhtimalleri bilmediğinden
Gerçekten
Yaşarsın.
Nefretin veya sevginle…
Veya her neyse.
Bi tanedir.
Birden fazla adem sevdiysen, birden fazla yer gördüysen, yol gittiysen, birden fazla nefretini tetikleyen olduysa, bir şey birden fazlaysa aşağı yukarısıyla; ilk defasında yaşadıklarının taklididir hepsi.
Duygu başka bedenlerin, yerlerin etkisini taşımaz. Duygu deneyimin taklididir.
Duygu yeni değildir.
Taklide kurban bedenlerin hissetme zorunluluğu ile
Ve tüm bedenler
Hepiniz önemsizdiniz,
Değersiz..
Hepinizi seviyorum.
Hepinizden nefret ediyorum.
Hepinizde dokundum.
Hepinizden iğrendim,
Hepinizden iğrendim,
Hepinizi terk ettim
Hepiniz mükemmel…
Hepiniz ihaneti gösterdiniz,
Hepiniz deliler gibi sevdiniz,
Hepinize aşıktım,
Hepiniz aşık.
Gittiğim her yer…
Çok güzeldiniz
Her bir yer.
Görülmeye değerdiniz,
Leş gibiydiniz ve karanlık,
Ve aydınlık
Her yerinize iz bıraktım
Her yerinizi özledim
Ve bir daha görmek istemedim
Gittiğim her bir yer
Hepinizden döndüm geldim.
Yediğim tüm yemekler,
İçtiğim tüm içkiler,
Hepiniz çok lezizdiniz
Hepiniz doyurdunuz ve kusturdunuz
Ve eğlendirdiniz.
Vücuduma dahil ettiğim tüm o şeyler
Hepiniz çok güzeldiniz
Ve tehlikeli
Ve hepiniz beni tatmin ettiniz
Hayal kırıklığımdınız
Yediklerim ve de içtiklerim
Çektiklerimdiniz.
Hepiniz öyle şehvetli
Hepiniz öyle aydın
Ve aydınlanmış
Ve de anlamış
Ve bilmiştiniz her şeyi…
Yaptığım tüm işler
Öyle başarılıydınız
Çok havalı ve paralı
Ve öyle özensiz
Hepiniz bomboştunuz
Hepiniz iyi
En iyi
Ve en kötüydünüz
Sevdiğim ve sevmediğim, gördüğüm ve görmeden geçtiğim, öptüğüm ve öpmediğim; dokunabildiğim, konuştuğum, şarkılar söylediğim,
Tüm taklide şayan duygularıma selam olsun.
.
.
.
.
.