İnsan ve İlah gibi bir kudrettir rüzgâr.
İki kanadı arasında
ağır acılarıyla sığınır gibi üzgün
Elinden alınıp güneşe vurmuş gibi.
Bir başına
başımla beraber gibi.
göğsüne düşen yıldırmalardan
söndüremediği yanmış yaralardan
Kendine sığınanları koruyamadığı acılardan savurur atar gibi.
yazmaya başladığında gençmiş,
bittiğinde yaşlanmış da
kelimeleri üfürmeye saklamış
üfleyince körü körüne bağlanmış gibi
Kimseyi süzmemiş de çoğalmış
yapayalnız kendine gelip
sonra sana gelir gibi.
Nefes alınca
pamuk dolu göğsüne
dikenleri atıp çeker gibi.
İnsanların ilahı olanın
hayvanların da olduğu gibi.
kısık seslerin ucunu bucağına yapıştırıp;
karşı gelmiş,
dudağı yokmuş boğazından püskürtmüş,
bölüşürken parçalanıp kenarına taşmış,
çok karışmış dağılmış,
beklemiş
bakmış olmamış göçe başlamış,
uğraşmış ondan adam olmamış,
listede yokmuş çok gelmiş,
biçmiş canına iğnelemiş sonrası bol gelmiş gibi.
Denizi olan bir şehirde evsiz olmuş
kabul etmiş ama olmamış
konuşa konuşa bildirmiş
savaş çıkartmış kıyıp boğazına basılmış
yırtıcı çığlıkları, dişli naraları, uykusunda homurtuları, köpüklü hırıltıları yastığında eline bulaşmış
Kısmeti kalmamış
ellerinden fırtınaları doğurmuş da
yüreği soğumuş gibi.