2.5 liralık tütün ve boğaz karıncalanması…En afillisinden bir çay,ince belli bir bardak ve karıştırılmaya üşenilen 3 şeker de cabası.Bunlar yetmiyormuş gibi yanına bir de balkon sefası.Fazla huzurlu bir gün.
Alışkın değilim bu kadar sakin sokağa.Evin önünde top oynayan çocuklar, ”Ezan okununca evdesin!” diyen anneler ya da motorla apartın önünden geçerken bombabomba.com dinleyen çok enerjik delikanlılar yok.
Bu kadar sakinlik sadece bana yaraşırdı.Nereden çöktü bu kara huzur bu mahalleye?Nereden geldi bu mütevazi tavırlı egoist sessizlik?!
Kötü hissettim kendimi.Fazla hareketli bir yaşama mı sahiptim yoksa?Yoksa düşündüğüm kadar durgun değil miydim?
Sorgulamaya başladım haddimi bilmeden kendimi.Çok mu abartıyorum kendimi dedim.Yaptığım aktiviteleri düşündüm.Parka gidip 15 dakika da olsa otururum.Günlük gazetemi okur,Musa’dan gelen 3 maçla son paramı İddaa’ya yatırır,kaybeder,eve dönerim.
Biraz da olsa hareketim varmış dedim.Haksızlık etme kendine.Sofi olmadım ya.Tam o an ambulans sesi geldi.Ardından liseli çocuklar geçti balkonun önünden.Ve yarım saat sonra çocuklar çıktı evlerinden.Anneler seslenmeye başladı.
Anladım,bugün erken başlatmıştım günü.Tüm bu korku,tüm bu sorgulama yine boşuna gitti.Debelendim durdum kendi kendime.Saate baktım,sevindim.Düzenim kaçmış.Ben değişmemişim,mahallem gibi.
Hep basit bir dönemeçten dönüp,şarampolden yuvarlanacak gibi hissediyorum kendimi.45 dakika erken koymuşum çayı.45 dakika erken açmışım gözümü.