Sana Dair
öylece otururken geceleri,
birden aklıma düşüvermenin verdiği heyecanla
bir sigara sıcaklığında seni düşlemek nedir,
bilmezsin
şimdi sen sıcak yatağında uyurken gecenin zifiriliğinde
ben ağzımdaki son sigaramın verdiği hüzünle
seni dumanına anlatmak nedir,
bilmezsin
ben seni sevmeyi çok sevdim
belki sen de seversin diye…
bilmezsin
senin sesini kulaklarımda işitmek bazen…
her seferinde sen yoksun yanımda
ve o güzel yüzündeki gülümseyiş geliveriyor bir anda aklıma
bir sonbahar akşamı
rüzgarın o hırçın zamanına denk gelip çok uzaklara uçuverip giden sararmış bir yaprak gibi
savrulduğumu hissediyorum,
bilmezsin
her akşamın sabahında sana uyanıyorum
günümün ana düşüncesi her seferinde sen oluveriyorsun
seni düşünmemek elde değil ki sevdiğim n’apayım
Nazım’ın şiirindeki gibi işte ‘’kitap okurum içinde sen varsın, şarkı dinlerim içinde sen’’,
bilmezsin
yalnızlığımı, yalnızlığınla birleştirip nice bizli hayaller kurmuştum oysa ki,
bilmezsin
geceleri üstüm açıldığında annem üstümü örterdi hep
ne güzel bir duygu değil midir seni düşünen seven birilerinin olması…
ben de çocuklarımın üstünü örten sen ol diye o kadar çok düşledim ki seni
düşlerde kaldın bir anda,
bilmezsin
benim için yağmur sonrası toprak kokusu senin kokundu
içime yağan yağmurların ardından burnuma gelen o güzel kokun…
genelde gök gürültülü yağıyordun içime ve hiç dinmiyordun uzun süre
ta ki seni görene kadar.
seni gördüğümde ise birden yağmur azalıveriyor ve gülümseyişinle güneş açıyordu
adeta bir kış ayının pazar sabahında
İçimi ısıtıyor ve mutlu bir güne merhaba diyordu içimin kelebekleri,
bilmezsin
gözlerim dalıp gidiyor uzaklara
ve bazen ince bir yaş oluveriyorsun kirpiklerimde
ince ince süzülüp akıyorsun yüreğime de bir gelmiyorsun silmeye
hep seni arıyor gözlerim,
bilmezsin
her şarkının her notasına seni sığdırıyorum, aklımda kalıyorsun böylece
şarkı dinlemeyi mi çok seviyorum yoksa şarkı dinlerken seni düşünmeyi mi
bilmiyorum,
bilmezsin