Çocukken eğer yanımıza tanımadığımız biri gelir ve bizi korkutursa sesimizi duyurmak için çığlık atmamız öğretildi bize.
Çığlığımızı duyan birileri etrafımıza üşüşür ne olduğunu öğrenmeye çalışırdı. Biz de korkumuzu endişemizi çığlığımızla aşmaya çalışır sesimizi duyurmaya çalışırdık.
Büyüdük… şimdi bütün çığlıklarımız sessizleşti.
Hep bekler olduk içimizden attığımız çığlıkların duyulmasını. Keşke çocukluğumuzdaki gibi kolay olsaydı. Bağıra bağıra acı çektiğimizi korktuğumuzu belli edebilseydik.
Belki biri sesimizi duyar ne olduğunu sorar, geçecek derdi.
Olmadı. İçimizdeydi bütün sesimiz; çıkartmak zordu. Kimsenin duyamayacağına o kadar emindik ki çok uzun zaman olmuştu sessiz çığlık atmaya başlayalı.