Islık çalarak eve koşuyorum , her adımım da kanatlarım genişliyor , neyin heyecanı , neyin tutkusu bu. Dünyanın güzelliği merak sarmış fikirlerimi ama korkusu da vardı içinde büyümeyen ve kaybolup gitmeyen.
Büyüdükçe aptallaşıyor gibiyim , bedenim eskiyor , ruhum yaşlanıyor. Cümleler , masum çocukluğumdaki gibi gelişi güzel dökülmüyor ağzımdan , sözler sıralanmıyor artık hedefine. Terler avuçlarımın içi ve buz gibi erir vücudum. Meraklarım , arzularım son mu buluyor , hiç başlayamadım mı acaba yolculuğuma..
Ya şimdi , yırtık kağıtlar , bitmiş tükenmiş kalemler ve silinmiş yazılar süslemiş odamı. Penceremdeki yağmur damlaları süzülmüyor aşağıya , birbirini kovalamıyorlar, birleşmiyorlar , ortak noktaları kaybolmuş adeta. Ama ! adım atar gözlerim günde bir kez sana , ıssız ve yalnız bir yolculuk başlatırım anılarımla. Hüzünlerim ile kürek çekerim gözyaşları ile dolmuş nehir üzerinde ve merak , merak başlar geleceğime. Aralarım kapını günde bir kez , ziyaretlerim daima sana.