05.11.15
Bu tarihte yaşanan olayların hayatımı olduğu gibi değiştireceğini asla tahmin edemezdim.
Liseye yeni başlamışım ve üzerimde gereksiz bir öz güven var. Fakat okulumdaki kızlar ne kadar güzelse ben o kadar çirkinim işte. Aylar geçiyor çevrem de herkes yavaş yavaş üst sınıflardan sevgili yapıyor bende hiçbir değişiklik olmuyordu. O zamana kadar daima dedim ki “Ben asla bir erkek için ağlamam.” Demek ki büyük lokma yiyecekmişsin ama büyük konuşmayacakmışsın.. Ben bunu en acı yoldan öğrendim işte..
İşte tam bu tarihte biri girdi hayatıma. Günler o kadar güzel geçiyordu ki o an ölseydim belki dünyanın en mutlu insanı olarak ölecektim. Ama bilmeliydim ki her güzel şeyin acı, kötü bir sonu vardır.. Bilemedim, çocuk aklı ya tutuldum. O yaşta ne çocuğu demeyin, insanlar bir günde büyürmüş. Güneş ve ay misali işte o güneşti ben ay gibi döndüm durdum etrafında. Hiç unutmuyorum bir kere yemeğe çıktık beraber. O heyecandan elimin titrediğini bilirim. Buz gibi havada üzerimde bir okul forması bir de incecik hırka vardı işte. Onun bakışları tüm bedenimi sıcacık ediyordu zaten, monta ihtiyacım yoktu. Bir gülüyor bir selam veriyor ben o günü yüzümde beş karış gülümseme ile geziyordum, zamanla her şey öyle gitmedi ama. Okulda yüzüme bakmıyordu öyle eskisi gibi.. Ben de bakmıyordum da göz ucuyla öyle belli belirsiz görürdüm gül yüzünü. Ben de asla belli etmedim belki hoşlandığımı, uzunca bir süre kendi içimde dahi kabullenemedim sevdiğimi. Sevemezdim ben, aşık olamaz birine göre hayatımı şekillendiremezdim. Ne yapmam dediysem yaptım. Gülüşü cennetim oldu. Hayatıma çabucak girdi çabucak çıktı. 10 kasım ve 5 kasım arası bende unutulması güç güzel günlerden. 1 yıl 7 ay öyle uzaktan izledim sayfalarca yazdım ama asla sana yazamadım. Çokca şiir yazdım bir o kadar da yazı var seninle ilgili. Bende sen çıkmaz bir sokak iken sende ben yokum. Belki adımı bile unuttum belki öyle bir görünce beni hiçbir şey hissetmiyorsun ama ben seni görünce yüreğimdeki o ateşi, sana duyduğum o derin hasreti iliklerime kadar hissediyorum. Ben hiçbir zaman kollarıma saramadım seni ama bendeki şu yürek sadece senin için attı, sadece seni sardı. Acı duyana kolay, yaşayana zor gelir ya hani ben hala alışamadım senin yokluğuna. Belki bir gün yeniden tanışırız, sen de seversin benim gibi.. Ama seni sevmek nasıldı biliyor musun, kollarını iki yana açıp , acıya deli gibi koşmak gibiydi, gözlerimden yaşlar senin için çağlarken yine sana sığınmaktı.
Ben sana asla itiraf edemedim bu derin hisleri, ama bir gün denk gelirde okursan bu yazılanları, ben seni seviyorum. Her “Bu kalp seni unutur mu?” ya da “Unutamadım” çalmaya başladığında ben sadece seni düşüneceğim. Umarım şu an hayatının aşkını bulmuş, onunla güzel zaman geçiriyorsundur. Ben sana yandım, sen başkalarına yanma, mutlu ol daima. Bendeki sen bitmez, yine çalar bir şarkı, yine severim seni.
Biliyor musun, göz görmeyince gönül katlanmıyormuş, göz seni ararken gönül seni yaşatıyormuş.
Aşkın ta kendisi sen iken nasıl vazgeçilir ki senden? Aklım almıyor. Hafiften yanığım sana ama güven bana, halledeceğim.