Sevgi güçtür hatta sevgi bu dünyadaki en büyük ve muhteşem güçtür. Bu sevgi her yöne doğru eğilebilir. Saldırganlığa, şiddete ya da aşka giden bu eğilimler sevginin gücünden gelir. Saldırganlık ve şiddete kontrolsüz sevgi gücü diyebiliriz. Kimi zaman bu sevgi insanın kendisine, kimi zaman başka bir insana ya da olguya aittir. Sevgi insana büyük bir tatmin verir. Bir çiçeği kokladığınızda ya da lezzetli bir yemek yediğinizde aldığınız hazla aynı şey değildir bu. Sevgi içten gelir, sevgi ruhtan gelir ve sevgi her yere girebilir. Bu nerden geldiği belli ama nereye ulaşacağı belli olmayan bir unsurdur.
Nefret de sevginin bir ürünüdür. Sevgi verip, sevginin iadesini alamadığınızda bu içinizdeki sevgi nefrete dönüşür. Sevgi nefreti kapsar ama nefret sevgiyi kapsamaz. Nefret, sevgi ve kederin karışımından meydana gelir. Nefretin gücü insanı kötülüklere ve yanlışa sürükler. Sevgi ise güzelliklere ve doğruya çeker insanı.
Sevgi yüceltilmesi gereken bir güçtür. Herkesin içindeki sevgiyi yüceltmesi gerekir. Kimse bunu diğeri için yapmaz, yapamaz. Sevgi paha biçilmez bir etkendir insan hayatında. Bir çiçeği, bir hayvanı, bir insanı hatta bir eşyayı sevebilir insan. Duyguyu sevebilir, bir düşünceyi sevebilir. Sevgi temelde var olmaktır. Var olan her şey sevgiden gelir. Bu yönden bakarsak sevgi ‘tanrıdır’ diyebiliriz.
Sevgi çoğu zaman mutluluğu içine alır. Mutluluk sağlıktır. Mutluluk can bulmaktır bir şeylerden bir şekilde. Seni hayatta tutan etkenlere sıkı sıkı sarılmaktır. Yaşama sevince beraberinde mutluluğu getirir ve insan mutlu oldukça yaşama sevinci artar. Bu bir kısır döngüdür en özünde. Bir kere mutluluğu yakaladığında bırakmayacaksın. Tamamen sahipleneceksin onu ve yücelteceksin. Senden daha mutlusu yokmuş gibi güleceksin ve fark edeceksin öyle de olduğunu.
Sevgi, her yöne; merhamete, acımaya, saldırganlığa, şiddete aşka eğilebilen dünyadaki en büyük ve muhteşem güçtür.