Mesaim bitmek üzere…
Gün içinde, bolca kafeini bünyeme -zerk etme derecesinde- dahil ettim.
Karanlık ve nikotinsiz bir odada,
Yüzüme laptopun (yalnızlığın acınasılığı hali ile -güya- deha hali arasında) ışığı çarpıyor.
Yüzüm yağlı olduğu için suratıma direkt ışık almayı pek sevdiğim söylenemez.
Zaten ışık açıkken sevişmez kadınlar benimle.
Muhakkaktır ki ,
Romantizm maskesi altında;
bir mumun karanlığa güçsüz savaşında, cephelerin arasına dalan korkak bir asker, sinsi bir casus, cesur bir aptal olurum.
(Tüm cesurlar biraz aptaldır zaten.)
Savaş bittiğinde ,
Islak,kanlı,terli nişânemi tam göğsüme bizzat ben takıyorum.
Ve savaş alanından yüzümü gizleyerek,nişanemi gere gere ciddi bir süratle kaçıyorum.