Simit satan su satan çocuklara imrenirim gülümseyerek bakarım; çünkü niyetleri çok samimi ekmek parsı bir lokma aş peşinde helal alın teri ile kazanıyorlar, çünkü daha büyümemiş gönüllerini sadece ben ben kazanacağım hırsı bürümemiş, alın teri ile kazanmayı unutmamış, insanların alın terine saygı göstermesini biliyor kimsenin kazancında gözü yok… Keşke hep böyle kalabilsek! Başakların tomurcukları gibi çoğalsak hep öyle saf temiz kalabilsek. Güzel kazanmak gibi insanların kazancına hayatına müdahale etmeden gönüllerini kazanabilsek ne kadar güzel olacaktı dünyamız hayatımız ömrümüz yaşantımız…Zamanla büyünce insan değişiyor, etrafındaki insanların şekline bürünüyor, aslında o çocukluk anından sıkılmıyor, hayatın içinde yaşayan insanlara uymak zorunda kalıyor. Çocukluğunda çok iyi bir ilimle öğrenim görmemenin sonucunda, kör ile yatan şaşı kalıyor. Yaş kemale erdikten sonra idrak etmek mümkün oluyor, fakat bu seferde bu yanlışlıklar doğrulara doğru yol almayınca, faydası olmuyor. Bugün kör olan yarını da kör olarak bakacak ve ona göre yaşayacaktır.
İyiliği bilmeyen bir insana ne kadar iyilik yaparsanız yapın, o yapılan iyiliği iyilik olarak bilmeyecektir, anlamayacaktır ve hep aksi davranışı ile yapılan iyiliği, kötülük olarak görecektir. Nice çölleri açsan iyilik yapmak için yorulsan, iyilikten anlamayan bunun bir yalakalık bir menfaat karışlığında yapıldığını hissedecek. Çünkü yetiştiği toplumda ve yetiştirildiği o ilköğretim yıllarında bu konuda gereken dersi almadığı için, hep iyiliği yanlış anlayacak başa kalkacaktır. Bu ilimsizlik sonucunda bu iyiliği anlayacak insanların çıkmasını beklemek biraz yorgunluk ve abes olacaktır. Anlamayan yok mu ebetteki var, fakat onların çalışması temeldeki yıkık binayı tekrar inşa edemiyor, temel bozuk olunca bina inşa edilemiyor yeniden. Kazancımızı ihtiyacı olanla paylaşmayarak, bizden önce ahirete göndermeyince, öldükten sonra o kazancımız başkalarının olacak, bizim olmaktan çıkacak. Âmâ daha önce ahirete göndermiş olsaydık hep bizim olacaktı, kimse sahiplenemeyecekti.
Kimimiz, fazilet sahibi değiliz ki, faziletin niteliklerine sahip olalım kazanalım da diyecektir. Haklısınız bunun için kudret güç olmadan olmaz haklısınız, âmâ bizdeki iman cevherinde Kur’an’da Nur Sünnete faziletlerin kaynağı pınarı tüm çareler zaten var, onlardan uzak kalmamız, faziletimiz yok etmektedir zaten.
Bizler bu değerli bilgi kaynağından, bu bilgilerin ışığından kaçarak kendimizi karanlık odaya saklarsak, bu değerli sonsuz hazine kaynağı bize faziletli olmayı gerektiren hiçbir hareketi yönü sağlamayacaktır. Rehber olarak elimize aldığımız an, bize yarar sağlayacak Yüceler Yücesi kudret sahibi Allah c.c. kudretinden nur alarak, kudretin nelere kadir olduğunu öğrenecek ve güç alacağız, kazanacağız. Bu kaynağı kendimize ve çocuklarımızın eline verir isek, övgüye değer kılan bin bir faziletleri gördükçe şaşıracak hayretler içinde, Yüce Allah c.c. şükür edeceğiz. İnsan sahip olduğu değerlerin kaynakların kıymetini bildikçe okudukça hayatına tatbik ettikçe, değer kazanır yükselir, toplumu da yükselterek gıpta ile bakılacak bir toplum haline getirir.
Şimdi çoğumuz ben gibi doğru, haklısın, ben de o hissediyor ve aynısını yaşıyorum zamanında bunları hesaba katmıyor değildim, fakat uzun bir süre sonra kurtulabildim diyenleriniz mutlaka çok çok vardır. Fakat sıkıntı çekmeden rahata kavuşulmaz prensibi ile bu yanlışlıklar, doğruyu bulmamıza vesile olduğu da kesin. Şimdi bundan sonra bu simit sattığımız o masum günlerin yolunda çocuklarıma nasihatler vereceğim, daha sonradan çekeceği çilelere başlamadan başlattırmadan yaşattırmadan karşı bilgimi, bilgisi ile görgümü görgüsü ile artıracağım diyenlerin sayesinde hala güzellikler dünyamızda gönüllerimizde yaşıyor. Bizde bu hırs olduktan sonra diye başlayan umutsuzluğu yıkılması için çalışmak gerek… Kimileri dese de bizim gibi çantada hazır keklik kuşları, insanları bile kendi insanlar en sonunda tuzağa düşürür bu duygu inanmayın. Kimisi daha ileriye İnsanların ilk atası Hazret? Âdem’in de cennetten çıkarılması hep bu hırs yüzünden değil mi? Derse bile o hadise, hayatın her alanında daha dikkatli davranmamız ve herkesin sözüne inanmadan, bizi yaratan Yüce Allah c.c. teslimiyetle bağlanarak emrine uyarak ve Nur Kur’an ve nebisinin sözüne inanmamızın bir yansımasıdır. Dikkatli olun her söze kanmayın Açın Nur Kur’an’ sünneti bakın karşılığını muhakkak bulacaksınız. Eğer açıp bakmaz okumaz iseniz sizi hiç kim se kurtaramaz manasında bir yansıma aynadır. Bu böyle biline.
Çocukluğumuzdaki masumiyet büyürken azıcık gönlümüze dokunsa hafif bir esinti ile esse veya estirsek çalışsak inanın hep o masum tertemiz halimizle kalacağız. İşte o zaman bu benlik düşmanını nefsini ve azılı düşmanımız şeytanı yenerek, iman etmenin güzelliğinin gereği olan zaferin bayrağını gönlümüze hayatımıza dikmiş olacağız. Kimilerinin hani nerede bizde o yürek dediğini duyar gibi oluyorum… Hangimiz gönlünün de ki feneri yakarak etrafına ışık olacak, herkesin elindeki testisi kırık iken herkes karşıda testisi sağlama hücum ederken gibilerinden güldüğünü duyar gibi oluyorum. Testi kırık ise yenisini yapalım zahmetler çekelim, gönül fenerlerimiz sönmüş ise hizmet ateşi ile yeniden yakalım, hem kendimiz hem de etrafımız ışık olur, bizde karanlıkta kalmayız yani, bu çok mu zor? Yüz liralık testiye göz dikeceğimize 110 kuruş harcayalım bir testi yapalım hepimiz kullanalım. Bir gecede beş gecede uyumayalım, çalışalım gayret içinde başaralım. Ağzımızı açmamıza gönül kapımızı açmamıza kim engel olabilir-Yüce Rahman c.c. dan başka-? Bizler bunu yaptıktan sonra kimse bizim önümüze geçemez.
Simit satan çocuklar gibi saf tertemiz daha sonrasında faziletli olmak kalmak adına cümlemizle kalabilmek yaşamak dileğimle.
Mehmet Aluç© Kul Mehmet