“İyi akşamlar. ‘Haber Siz’ programına hoş geldiniz. Bugünkü konuğumuz Ahmet Kara. Kendisinin adını duymamış olabilirsiniz ama bugünden sonra çok sık duyacağınıza eminiz. Hoş geldiniz Ahmet Bey!”
– Teşekkürler. Hoş bulduk
– Öncelikle kendinizi seyircilerimize tanıtır mısınız?
– Tabii. Ben Ahmet Kara. 1985 Balıkesir doğumluyum. Doğuştan görme engelliyim. Geçen yıla kadar işsizdim. Sağ olsunlar, ailemin desteği ile bugüne kadar hayata tutunmayı başardım. Şu anda ise uluslararası bir şirkette yöneticiyim.
– İnanılmaz! Bunu nasıl başardınız?
– İlk önce ailemin desteği ile tabii ki… Bir de teknoloji sayesinde.
– Teknoloji sayesinde? Bunu biraz açabilir misiniz? Sanırım şu anda kullandığınız gözlüklerle de bir ilgisi var?
– Evet. Seyircilerden gözlüğüm için özür diliyorum fakat bu gözlük benim başarımın sırlarından biri. Aslında bir sır değil. Şu anda isteyen herkes bu gözlüğe sahip olabiliyor.
– Çok ilginç! Biraz daha detaylandırır mısınız?
– Elbette! Dediğim gibi bir yıl öncesine kadar hiçbir işim yoktu. Kendi başıma evden çıkmak bile benim için büyük bir problemdi. Ta ki ‘Nörobağ’ adlı bir projenin varlığını duyana kadar… Ailemin desteği ile bu konuda biraz daha bilgi sahibi oldum ve projeye başvurdum. Kendileri benimle çok yakından ilgilendiler ve hemen gerekli test ve çalışmaları yaparak beni hem gören hem de her türlü bilgiye kolayca ulaşabilen bir insan haline getirdiler.
– Bir dakika! Siz şu anda görebiliyorsunuz?
– Evet!
– Doğuştan görmediğiniz halde bir yıldır görebiliyorsunuz?
– Evet! Hem de tüm insanlardan daha net! Normal bir insanın gördüğünden daha uzağı detaylı görebildiğim gibi karanlıkta da görüşüm çok daha gelişmiş. Hatta kayıt özelliğim bile var. Tüm gördüklerim bir saat boyunca tekrar izleyebilecek şekilde kaydediliyor. Ek paketlerle bu süre 24 saate kadar uzatılabiliyor.
– Harika! Bir de her bilgiye ulaşabiliyorum dediniz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
– Beynimdeki ufak bir çiple… Bu çip, gözlükteki kameranın gördüklerini beynime doğrudan iletiyor. Ayrıca telefon, bilgisayar, modem, navigasyon ve gelişmiş bir hafıza özelliği sunuyor. Hiçbir cihaza gerek duymadan, sadece düşünerek internet kullanabiliyorum. Bilgisayarıma anında bağlanıp istediğim raporları okuyabiliyorum. Hiçbir zaman kaybolmuyor, bulunduğum konumu anında harita üzerinde görebiliyorum. Tüm gördüğüm yüzleri ve öğrendiğim isimleri hatırlıyorum. Karşımdaki insanın sosyal ağlardaki sayfalarına bakıp onlar hakkında daha detaylı bilgi edinebiliyorum. Yanımda telefon olmadan kişileri arayıp onlarla iletişim kurabiliyorum. Arkadaşlarımın sosyal medya hesaplarını takip edebiliyorum. Tabii bildirim uyarılarını kapatmanız gerekiyor. Yoksa beyninizin içi diskoya dönebiliyor!
– Muhteşem bir teknoloji! Peki, bu teknolojiye sadece görme problemi olan insanlar mı sahip olabiliyor?
– Kesinlikle hayır! Alzheimer, Parkinson gibi hastalıkları olanlar; işitme, konuşma, denge problemi yaşayan insanlar, hatta hiçbir rahatsızlığı olmayıp kendini her anlamda geliştirmek isteyenler de bu hizmetten yararlanabiliyor.
– Gerçekten çok etkileyici! Umarım bu ve buna benzer teknolojiler ileride hayatlarımızı daha da mükemmel hale getirecek. Sizinle tanışmak bizim için büyük bir mutluluktu Ahmet Bey. Geldiğiniz için çok teşekkür ederiz.
– Ben teşekkür ederim. Herkese iyi akşamlar diliyorum.
“Bu akşamki programımızın da sonuna geldik. Bir dahaki görüşmemize kadar ‘Haber Siz’ kalmayın! İyi akşamlar!”
…
“Günaydın. Bu sabahki ilk haberimiz bir intihar… Ünlü bir şirketin CEO’su olan A. K. gece saat 2 sularında sebebi bilinmeyen bir nedenle intihar etti. Tek başına yaşadığı İstanbul Beşiktaş’taki rezidansının balkonundan atlayarak intihar eden kişi, nörolojik çalışmalar yürüten bir firmanın ekran yüzü olarak da bilinmekteydi. Polis tarafından bu ölümün bir cinayet olabileceği ihtimali üzerinde de durulurken evinde bir intihar notu bulunduğu bilgisini aldık. Fakat notun içeriği hakkında bilgi edinemedik. Sıradaki haberimiz ise emeklileri çok sevindirecek…”
…
“Unutamıyorum, hata yapamıyorum. Sanki sürekli beynimde birileri geziniyor; her yerimi inceliyor, her şeyimi kontrol ediyor, her kararımı onlar veriyor. Sanki konuşmuyorum, birilerinin hazırladığı metni okuyorum; hareket etmiyorum da, birilerinin dizayn ettiği robotu oynuyorum. Görüyorum ama hissedemiyorum. Biliyorum ama anlayamıyorum. Şaşıramıyorum, bağlanamıyorum, sevemiyorum. Benim kusurlarımla, benim yanlışlarımla benim olan bir hayat istiyorum; benim olmayan bu hayata katlanamıyorum.”
…
– Ne yapıyorsunuz Ahmet Bey!
– Sen kimsin?
– Ben, sizinle beyninizdeki çip yardımıyla doğrudan iletişim kurabilen, zihinsel aktivitelerinizi kontrol etmekle yetkili bir yazılımım. Sağlığınızı tehdit eden sinyaller almaya başladık. En kısa sürede 24 saat açık olan Nörobağ merkezlerinden birine gidip kendinizi tedavi ettirmeniz gerekmektedir.
– Siz benim beynimi kontrol mü ediyorsunuz?
– Bunu bir kontrol olarak algılamayın. Bu işlem sizin sağlığınızı gözetim altında tutmak için uygulanan ücretsiz bir özelliktir. Sadece beyninizi değil; tansiyon, şeker, hormonal dengeniz gibi birçok hayati faaliyetinizi de denetlemekteyiz. Şu anda kafanızın arka kısmında bir kanama tespit ettik. Derhal tedavi olmanız gerekmektedir.
– Hiçbir yere gitmiyorum! Bu cihazı da kafamın içinde istemiyorum!
– Aldığım sinyallerden psikolojik bunalım yaşadığınızı görebiliyorum. Bu problemin de giderilmesi için de merkezimize uğramanız gerekmektedir.
– Hayır! Artık sizi ne görmek ne de duymak istiyorum. İlk işim de gidip şu şeyi kafamdan çıkarttırmak olacak!
– Anlıyorum Ahmet Bey! Eğer şimdi size göndereceğim formu onaylarsanız, ücretsiz olarak merkezimizde çipin çıkarma işlemini gerçekleştirebiliriz.
– Sizden gelecek hiçbir şeyi istemiyorum artık! Ben bu zımbırtıyı kendi imkânlarımla da çıkarttırırım! Yarın da medyaya, gördüğüm herkese yaşadıklarımı anlatıc’am ki kimse benim düştüğüm hataya düşmesin.
– Unutmayın ki Ahmet Bey, edindiğiniz tüm imkânları bizim sayemizde elde ettiniz!
– Evet, ücretini ve bedelini ödediğim imkânlarla; karşılığında umutlarımı, hayallerimi, mutluluğumu, özgürlüğümü feda ettiğim imkânlarla!
– Peki Ahmet Bey! Size yeni hayatınızda mutluluklar ve özgürlükler diliyoruz. Hoşçakalın. Bir daha görüşmemek üzere!
– Ne oluyor! Hiçbir şey göremiyorum! Gözlüğü kapattınız demek! Öyle olsun, ben yıllardır görmüyorum, buna alışkınım, size ihtiyacım yok!.. Kapı mı açıldı? Kimsiniz siz? Kapı şifresini nasıl ele geçirdiniz? Bırakın beni! Ne yapıyorsunuz? Bırakın beni! Balkona niye çıktık? Hayır! Hayır!
1 comment
Çok iyi.